# This lite version contains translations only for 10000 most common English words. # You can download full version of this dictionary for free from http://www.dicts.info # # (c) Copyright 2005 by All free dictionaries project # ALL FREE DICTIONARIES PROJECT DISCLAIMS ALL # WARRANTIES WITH REGARD TO THESE TRANSLATIONS, INCLUDING ALL # IMPLIED WARRANTIES OF MERCHANTABILITY AND FITNESS. IN NO # EVENT SHALL ALL FREE DICTIONARIES PROJECT OR ANY OF ITS CONTRIBUTORS # BE LIABLE FOR ANY SPECIAL, INDIRECT OR CONSEQUENTIAL DAMAGES # OR ANY DAMAGES WHATSOEVER RESULTING FROM LOSS OF USE, DATA OR # PROFITS, WHETHER IN AN ACTION OF CONTRACT, NEGLIGENCE # OR OTHER ACTION, ARISING OUT OF OR IN CONNECTION # WITH THE USE OR PERFORMANCE OF THESE TRANSLATIONS. # # In other words there may be incorrect translations. # If you need to be sure never use these translations! # # You may not distribute this file or use this file in other programs! # This file will be updated in the next version of the Simple dictionary applications. abase alçaltmak abbey manastır abbreviate kısaltmak abdomen karın abhorrent açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici ability yetenek abject sefil able becerikli; muktedir abnormal anormal abode konut abode ikametgâh abominable iğrenç abominable iğrenç; korkunç aboriginal yerli about az daha about aşağı yukarı; etrafına; etrafında abscess apse absent yok absolute mutlak; tam absorb emmek abstinence perhiz abstract soyut abstraction genelleştirme absurd anlamsız; gülünç abundance bolluk; çokluk abundant bol academy akademi accelerate hızlandırmak accent Lehçe; lehçe accent vurgu accept almak; kabul etmek accept kabul etmek; almak acceptance kabul access giriş accident kaza acclaim alkış acclamation alkış accommodate yerleştirmek accomplice suç ortağı accomplishment başarı accomplishment hüner accord antlaşma; pakt; sözleşme accord uygunluk account rapor account açıklama account hesap; fatura account hesap accountable sorumlu accountant muhasebeci accumulate yığmak; biriktirmek; toplamak accumulation büyüme accumulation koleksiyon; toplama accumulator akü accuracy doğruluk accurate doğru; tam; kesin ace usta ace as ache acı; acımak; ağrı; ağrımak; sızlamak ache acı; ağrı acid ekşi acid asit acknowledge onaylamak acme doruk; zirve acquaint tanıştırmak acquaintance bilgi; aşinalık; tanışıklık acquaintance bilgi acquiescence onay; rıza acquirement hüner acquisition hüner act iş action faaliyet action fiil; hareket; iş; etki; tesir active aktif; etkin; faal activity faaliyet actor aktör actress aktris actual asıl; gerçek; gerçekten actually şimdi acute keskin; sivri acute keskin; sert; sivri adder karayılan; engerek; sağır yılan addition ilave additional başka; diğer address adres address nutuk; söylev; hitabe; konuşma adept becerikli adept usta adequate terbiyeli adhesive zamk adjective sıfat administration yönetim admirable takdire değer admiration hayret; şaşkınlık admire hayran olmak adolescent genç; gençliğe özgü adoption kabul adorn süslemek adroit becerikli adult yetişkin adultery zina advance ilerletmek advance ilerleme advancement ilerleme advantage yarar; avantaj advantage avantaj; yarar advantageous avantajlı; kârlı; yararlı adventure macera; serüven adversary hasım adverse ters advice nasihat; öğüt adviser danışman; müşavir advocate savunmak advocate avukat affable sevimli affair olay affair olay; iş; konu; mesele affluence servet after arkasından; sonra again tekrar against aleyhinde age yaş; devir; çağ age yaş age yaşlanmak agency büro; yazıhane agenda gündem agenda program agent komisyoncu; simsar agent acente; ajan aggravate kötüleştirmek aggravation kışkırtma aggregation koleksiyon; toplama aggression saldırı aggression hücum; saldırı agile çevik; atik agitation huzursuzluk agitation heyecan ago önce agrarian tarımsal agreement anlaşma agriculture tarım aid yardım aid endişe; dikkat aid yardım etmek aim meram; niyet aim amaç; niyet; hedef air ezgi; melodi air esinti; meltem air hava airport havalimanı; havaalanı alacrity şevk alarm alarm alcohol alkol alert uyanık alert alarm alien yabancı alignment koalisyon alike benzer alive uyanık all bütün all bütün; büsbütün alliance birleşme; ittifak alliance koalisyon allocate tahsis etmek allow izin vermek alloy alaşım allusion ima ally müttefik almanac almanak; takvim; yıllık almond badem almost az daha; hemen hemen alms sadaka alone yalnız alone yalnız; ıssız alphabet alfabe already şimdiden also da; de; keza; bundan başka; dahi alter değiştirmek; değişmek alteration değişim; değişme; değişiklik although gerçi altitude irtifa; yükseklik altogether bütün; büsbütün always daima; her zaman amass yığmak amateur amatör amaze şaşırtmak ambassador büyükelçi amber kehribar; kehlibar; Oltu taşı; samankapan ambiguous belirsiz; iki anlamlı ambition hırs; ihtiras; tutku ambitious muhteris; tutkulu ambush pusu ameliorate düzeltmek amend düzeltmek amiable sevimli amicable dostane ammunition cephane amnesty af; genel af among arasında; içinde amount miktar amount tutar; toplam ample bol; çok amulet muska; nazarlık amusement eğlence amusing gülünç analogous benzer analogy benzerlik analysis analiz; tahlil analysis psikanaliz anarchy anarşi anatomy anatomi ancestor ata; cet ancestry nesil; soy anchor çapa ancient eski and ve anecdote anekdot; fıkra; hikâye angel melek anger hiddet; öfke anger öfke angle açı anguish acı angular köşeli animal hayvan; yaratık animation canlılık ankle ayak bileği annotation not; nota announce bildiri; bildirmek announcement bildiri annual yıllık anomaly anomali anonymous anonim another başka; diğer another başka; diğer; başka türlü answer cevap; karşılık answer eriyik; çözüm answer cevap vermek antagonist hasım antecedent ata; cet antelope antilop animal antenna anten anticipate beklemek antidote panzehir antipathy antipati; iğrenme antique modası geçmiş antique antika antithesis antitez anxiety korku anxious sinirli apathetic ilgisiz; kayıtsız ape maymun animal aperture delik; gedik apology özür apostrophe apostrof apparatus aygıt apparent açık; belli; basit; sade apparition olay apparition olay; görünüş appeal cazibe; çekicilik appellation ad; isim appendage organ; uzuv appetite arzu; istek; iştah applaud alkışlamak applause alkış apple elma appliance alet applicant aday; istekli application uygulama apply tatbik etmek; uygulamak appointment randevu apposite ilgili; uygun appraisal tahmin apprehend tutuklamak apprehension anlayış apprehension korku; endişe apprehension tutuklama apprentice çırak appropriate uygun; yerinde appropriate uygun; ilgili approval tavsiye approximately aşağı yukarı; etrafına; etrafında apricot kayısı apt ilgili; uygun aptitude yetenek arbitrary keyfi arc yay archaic modası geçmiş architect mimar architecture mimarlık ardent ateşli; kızgın; sıcak arduous zahmetli area alan area alan; küre arena stadyum arena arena arena alan; küre argument kavga; mücadele argument tartışma arid kuru arithmetic aritmetik arm dal; kol armament silahlanma armchair koltuk aroma güzel koku aroma koku around aşağı yukarı; etrafına; etrafında arouse uyandırmak arrangement anlaşma arrangement düzenleme arrest tutuklama arrive ulaşmak; varmak arrogance gurur; kibir arrow ok art hüner; sanat article fıkra; madde; makale; yazı article fıkra; madde; makale; yazı; şart artifice hile; düzen artificial suni artist sanatçı artistic sanatkârane artless candan as gibi ascent çıkış ask istemek aspect görünüş aspect görüş; manzara aspect bakış asphalt asfalt aspiration hırs; ihtiras; tutku assassin katil assault saldırmak assault saldırı assay denemek assemblage koleksiyon; toplama assemble bir araya getirmek assent onay; rıza assessment tahmin assets servet assimilate uydurmak assist yardım etmek assist yardım assistance yardım associate yoldaş association birlik assort sınıflandırmak assumption küstahlık assumption varsayım assurance teminat assure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak astrology astroloji asylum barınak; sığınak athlete sporcu atmosphere atmosfer atom atom atrocious korkunç; dehşetli atrocious iğrenç; korkunç attack hücum; nöbet; saldırı attack saldırmak attain ulaşmak; yetişmek attain ulaşmak; yetişmek; erişmek; uzanmak; uzatmak attainment hüner attempt deneme; gayret; çaba attempt denemek attention dikkat attention endişe; dikkat attentive dikkatli attestation tasdik attitude davranış attorney avukat attract çekmek attraction cazibe attribute nitelik audacious cüretli; atılgan audacious utanmaz; küstah audience dinleyiciler audition işitme auditorium toplantı salonu augment büyütmek augmentation artma aunt hala; teyze author yazar authorities hükümet authority büro; yazıhane authority otorite; yetki automatic otomatik automobile otomobil; araba autonomous özerk autonomy özerklik autumn güz; sonbahar auxiliary yardımcı avarice hırs avarice açgözlülük; hırs average ortalama olarak average ortalama aversion iğrenme; antipati avoid kaçınmak; sakınmak await beklemek awake uyanık awful korkunç; iğrenç awful korkunç awkward sakar axis eksen axle dingil baby bebek back yardım etmek back arka back belkemiği; omurga back geri; yine back arka; sırt back arkalık backbone belkemiği; omurga background arka plan backing yardım backside dip backside arka taraf bacon domuz pastırması badge nişan; rozet badger porsuk animal bag kese bag el çantası baggage yolcu eşyası; bagaj baker fırıncı balance denge balance bakışım; simetri bald dazlak; kel bald yüzsüz bale balya; denk ball top ball top; küre balloon balon ballot oy balm merhem bamboo bambu; hintkamışı ban yasaklamak ban yasak banana muz band takım band halka; ring; yüzük; çember band bant; şerit; takım; yol; çizgi band bando bandage sargı bandit haydut bang darbe bank kıyı bank banka banker banker banner bayrak banquet ziyafet baptism vaftiz barbarian barbar bare açık; çıplak barely ancak; sadece bark kabuk bark havlamak barrel varil barren kısır barricade barikat barrier engel base kaide base taban; temel basement bodrum; kiler; mahzen bash darbe basket sepet bastard piç bat yarasa; şeppere bath banyo; hamam; kaplıca bathroom tuvalet battery akü; batarya battle mücadele battle muharebe bay koy bazaar pazar; çarşı be olmak be yaşamak be mevcut olmak; var olmak beach kumsal; plaj; sahil beacon fener kulesi beak gaga beam direk; kiriş beam ışın beam parlamak bean fasulye plant bean fasulye bear ayı bear dayanmak; taşımak bear taşımak beard sakal bearer sahip bearing tavır; çehre beast hayvan; yaratık beat ritim beat darbe beat darbe; nabız beating dayak beautiful güzel beauty güzellik beaver kunduz; kastor animal becoming terbiyeli bed dip; temel bed yatak bedding yatak takımı bedroom yatak odası bee arı; bal arısı animal beef sığır eti beer bira beetle kınkanatlı böcek animal before önce; önünde beggar dilenci begin başlamak beginning başlangıç beginning köken; asıl; kaynak; soy behind dip behind arkasında; arkada; geride being varlık; organizma being mevcudiyet; varlık; oluş; hayat belch geğirmek belief etki; izlenim believe inanmak believe düşünmek; sanmak bell zil; çan belly karın beloved sevgili below altında belt kemer belt darbe belt kuşak bench bank; sıra; tezgâh bend dönemeç; kavis; kıvrım bend bükmek; eğmek bend dönemeç; kavis; viraj beneath altında beneficial faydalı berry çilek besides da; de; keza; bundan başka; dahi bet bahis; bahse girmek betray ihanet etmek betrayal hainlik; ihanet better düzeltmek better daha iyi between arasında bewilderment şaşkınlık beyond da; de; keza; bundan başka; dahi bias önyargı bicycle bisiklet bid emir; komut bid teklif bidding emir; komut big yetişkin big cömert big mühim; önemli big büyük; kocaman bike motosiklet bike bisiklet bill gaga bill afiş; levha bill fatura; hesap birch bulo; huş ağacı plant bird kuş bird orospu; kız birth doğum birthplace asıl; kaynak; köken bishop piskopos bit an bite ısırmak bitter acı; şiddetli; sert black karartmak black keskin black kara; siyah black ayıp blacken karartmak blade kılıç blame suçlamak blank boş blank eksiklik blanket battaniye blast şiddetli rüzgâr blast patlama bleach ağartmak; beyazlatmak blemish kusur; leke blend karıştırmak blend karışım blessing iyilik block küp block blok blockade abluka blond sarışın blood kan blood nesil; soy bloody kanlı bloom çiçek blossom çiçek blot leke blow darbe; vuruş blue mavi blueprint model; örnek bluff blöf blunder falso; gaf blunt dürüst; içten; açık blush kızarmak boar erkek domuz animal board tahta boat gemi; kayık; sandal body gövde body beden; gövde; vücut bog bataklık boil kaynatmak; kaynamak boiler kazan bold cesur boldness cesaret; cüret bolster yastık bolt yıldırım bomb bombalamak; bombardıman etmek bomb bomba bondage kölelik bone kemik bonnet başlık bony zayıf book kitap book yer ayırtmak booklet broşür boon iyilik boost ilerletmek boot çizme booth kulübe booty ganimet border kenar boring sıkıcı born doğmuş bosom göğüs; meme botch bozmak botch falso; gaf bother canını sıkmak; rahatsız etmek bottle şişe bottom dip; temel bottom dip bound sınırlamak boundless sınırsız; sonsuz bounty prim bouquet buket bow yay bowl stadyum bowl leğen; kase box kutu; sandık boy erkek çocuk; oğlan boy oğul boycott boykot bracelet bilezik braid saç örgüsü brain akıl brain akıl; zihin brake fren brake fren; frenlemek branch dal; şube brand marka brand kılıç brash arsız brass pirinç brave cesur; yiğit; yürekli bravery cesaret; yiğitlik brazen yüzsüz; utanmaz; küstah bread ekmek breadth en; genişlik break kırma break ara; teneffüs break bozmak; kırmak; kırılmak break kesilme break kırmak; yıkmak; bozmak; kırılmak breakfast kahvaltı breast göğüs; meme breath nefes; soluk breathe soluk almak breed soy breeze esinti; meltem bribe rüşvet brick tuğla bride gelin bridegroom damat bridge köprü bridle gem brief kısa bright güneşli bright aydınlık bright aydınlık; berrak bright parlak brilliant pırlanta brilliant görkemli brilliant aydınlık; berrak brim kenar bring getirmek bristle kıl brittle gevrek broach broş broaden genişletmek broken bozuk broker komisyoncu; simsar bronze bronz; tunç brook çay broom süpürge broth et suyu brothel genelev brother birader; erkek kardeş brow alın brow kaş brown güneşten yanmış; kahverengi brush fırça brute hayvan; yaratık bubble kaynamak bucket kova buckle toka bud tomurcuk budget bütçe buffer tampon buffet büfe buffoon soytarı; palyaço bug tohum; mikrop build kurmak; yapmak building yapı building bina; yapı bulge çıkıntı; şiş; kambur bulk çoğunluk bulky cüsseli bull boğa bullet kurşun; mermi bulwark dalgakıran bum dip bump çıkıntı; şiş; kambur bunch demet; küme bundle demet bundle paket bung tapa bungle falso; gaf burden yük burden sıkıntı vermek; yüklemek bureau büro; yazıhane burial defin; gömme burn yakmak; yanmak burn yanık burning ateşli; kızgın; sıcak burnish cilalamak; parlatmak burst patlama bury gömmek bus otobüs bush çalı; çalılık business ticari business iş business görev; iş; meslek; meşguliyet but ancak; sadece; yalnız butcher kasap butt sigara butt kıç; dip butter tereyağı butterfly kelebek animal buttocks dip button bızır; dılak; klitoris button düğme buy satın almak cab taksi cabbage lahana plant cabin kabin; kamara cable kablo cage kafes cake pasta calculate hesaplamak; saymak calendar takvim calf buzağı; dana; baldır call ses; haykırış; çığlık call seslenmek; telefon etmek calling meslek callous katı calm yatıştırmak calm sakin; durgun; rahat; sessiz calm durgunluk calmness durgunluk calumny iftira camouflage gizleme camouflage gizlemek; kamufle etmek camp kamp camp grup can dip can tuvalet can konserve yapmak canal kanal canary kanarya; kanarya kuşu animal cancel iptal etmek candid dürüst; içten; açık candidate aday candle mum candy bonbon; şeker; şekerleme cane kamış cannon top canteen kantin canvas yelken canvass yelken cap başlık; kasket capability yetenek capable muktedir capacity hacim; oylum caper şaka capital anamal; kapital caprice kapris capsule kapsül captain kaptan; yüzbaşı captive esir capture haciz car araba; otomobil caravan kervan card menü; yemek listesi card kart card afiş; levha cardinal esaslı cardinal kardinal care ihtiyat care endişe; dikkat career meslek carefree kaygısız careful dikkatli careless dikkatsiz; ilgisiz carelessness ihmal; kayıtsızlık caricature karikatür carnival karnaval carpenter doğramacı; dülger; marangoz carpet halı carrier postacı carrot havuç plant carry nakletmek; taşımak cartridge fişek carve oymak carving heykeltıraşlık cascade çağlayan case dava; durum; vaka cash nakit para cashier kasiyer cask varil casket tabut casket küçük kutu cast atma cast biçim; kalıp castle saray castle hisar cat herif cat kedi animal catapult mancınık catapult mancınık; sapan cataract çağlayan catastrophe felaket catch tutmak; yakalanmak catch tutuklama catch av catching bulaşıcı category kategori; sınıf caterpillar tırtıl animal cathedral katedral cause neden; sebep caution ihtiyat caution uyarmak cautious sakıngan; tedbirli ceiling tavan celebrated ünlü; tanınmış celebrity ün; şöhret celestial tanrısal cell hücre cellar bodrum; kiler; mahzen cement çimento cemetery mezarlık central merkezi central esaslı century asır; yüzyıl cereal tahıl cereal tahıl; tane; tohum ceremonial tören ceremonial resmi ceremony tören certain belirli; emin; güvenilir; kesin; sağlam certainly kati; kesin; muhakkak; emin certificate belge cessation durma chaff kabuk; kılıf chain zincir chair iskemle; makam; sandalye chalk tebeşir chamber yatak odası champion şampiyon championship başlık; isim; ünvan championship yardım chance ihtimal; olasılık chance şans chance fırsat; şans change değişim; değişme; değişiklik change değiştirmek; değişmek channel oluk; yiv channel kanal chaos kaos; karışıklık chaotic karmakarışık chap adam; herif chapel küçük kilise chapter kısım character işaret character karakter; özellik characteristic tipik characteristic özellik charge suçlama; şikayet charge yüklemek charge ücret charitable hayırsever charm cazibe; çekicilik chart çizelge chary dikkatli chase takip chase avlamak chaste namuslu chat sohbet etmek chat sohbet chatter gevezelik etmek chauffeur şoför cheap ucuz cheat aldatmak; hile yapmak cheat aldatmak cheek yanak cheeky arsız cheerful neşeli; şen cheese peynir chemical kimyasal chemist eczacı chemist kimyager cherry kiraz cherry al; kızıl; kırmızı chest sandık chest göğüs chestnut kestane chew çiğnemek chic şık; şıklık chick orospu; kız chick civciv chicken tavuk animal chief şef chief ana; esas child çocuk chill serinletmek; soğutmak chill soğuk; serin chilly soğuk; serin chimney baca chin çene chink yarık; çatlak chisel keski chivalry şövalyelik chock takoz chocolate çikolata choice seçme; tercih choir koro choke tıkamak choke boğmak; boğulmak choke boğmak chop pirzola chop yarık; çatlak chopper helikopter chorus koro chute paraşüt cigarette sigara cinder kül cinema sinema cinnamon tarçın cipher sıfır circle daire; muhit circle takım circular yuvarlak circulation devir circumstance durum circus sirk cistern sarnıç city kent; şehir; başkent civil sivil claim hak; talep clammy nemli; yaş clamp kıskaç clapper dil; söz clarification aydınlatma; açıklama clarity açıklık clasp toka class sınıf class kategori; sınıf classic klasik classical klasik clause şart; fıkra; madde; makale; yazı claw pençe claw kanca; çengel clay balçık; kil; çamur; salsal clay çamur clay ceset; ölü clean temiz; saf clean temizlemek clean boş clear açık; berrak; net; temiz clearly açık; berrak; net; temiz clearness açıklık cleft çatlak; yarık clergyman papaz clever kurnaz clever becerikli client müvekkil; müşteri climate iklim clinic klinik clinker kül clique grup cloak manto clog takunya cloister manastır close kapamak; kapanmak; son vermek closed kapalı closet giysi dolabı closet dolap cloth kumaş cloud bulut cloudy bulutlu clown palyaço club gece kulübü club kulüp; dernek; kurum club çomak; sopa clump demet; küme clumsy hantal; beceriksiz clumsy beceriksiz cluster demet; tutam; küme clutter karışıklık coach fayton coach otobüs coal kömür coalition koalisyon coarse kaba coast kıyı; sahil coat palto cock horoz; musluk cockroach hamamböceği animal cod morina animal coffee kahve coffin tabut coil rulo coin madeni para; sikke cold soğuk cold soğuk algınlığı cold soğuk; soğukluk collapse çökme collar gerdanlık; tasma collar tutuklama collar yaka colleague meslektaş collect biriktirmek; toplamak; toplanmak collection koleksiyon; toplama collector koleksiyoncu college üniversite collision çarpışma colony koloni; sömürge colt tay column direk column direk; sütun comb taramak; taranmak comb ibik; tarak combat savaş; muharebe combat savaşmak; çarpışmak combination birleştirme combine birleşmek; birleştirmek come gelmek come ulaşmak; varmak; gelmek comedy komedi comely terbiyeli comely güzel; iyi comfort teselli etmek comfort teselli comfort konfor comfortable rahat comforter yorgan comic gülünç comical gülünç command emir; komut command emretmek commander komutan commence başlamak commencement başlangıç comment dedikodu; gevezelik comment söz commerce ticaret commission komisyon; kurul; komite commit yapmak commitment bağlılık; sadakat committee komite; kurul; komisyon commodity eşya common park common ortak common yaygın commonplace bayağı commonplace klişe commonwealth demokrasi; cumhuriyet commotion şamata commotion hareket community meslek compact sözleşme companion yoldaş company şirket company ortaklık; şirket comparison karşılaştırma compartment kompartıman compass pusula compassion acıma compensate tazmin etmek; telafi etmek compete rekabet etmek; yarışmak competence yetki competent yetkili competition rakip competition yarışma competitor rakip complaint şikayet; suçlama complaint şikayet complete tamamlamak; bitirmek complete bütün; tam complete tam; temiz completely bütün; büsbütün complex karmaşık complicate güçleştirmek; karıştırmak component eleman; öğe component parça; pay; hisse composition beste composure durgunluk comprehend anlamak; kavramak comprise kapsamak compromise uzlaşma compulsion cebir comrade yoldaş conceal gizlemek; saklamak concealment kapak; örtü conceive düşünmek; sanmak conception icat conception gebe kalma concern iş concern endişe; kaygı; tasa; üzüntü concern endişe concert konser conclusion karar concrete somut concrete beton condition durum conduct yol göstermek conduct tavır conductor biletçi conduit kanal conference müzakere confess itiraf etmek confession itiraf confidence güven; itimat confident emin confidential gizli confined esir confirmation doğrulama conflict muharebe conflict mücadele conflict kavga; mücadele; tartışma conformity uygunluk confuse karıştırmak; şaşırtmak conglomerate konglomera; yığışım congratulations övgü congregation toplantı conjecture tahmin conjecture spekülasyon conjugation çiftleşme connect bağlamak; birleşmek; birleştirmek connection bağlantı connection bağ; bağlantı conquer fethetmek conquest ayartma; baştan çıkarma conscience vicdan conscientious vicdanlı consent rıza consequence sonuç; etki conservative tutucu consider düşünmek; sanmak considerable hatırı sayılır; önemli consolation teselli conspicuous göze çarpan constant aralıksız; sürekli constant devamlı; sürekli constituent eleman; öğe constitution anayasa; bünye; yapı constraint sınırlama construct kurmak; yapmak construction yapı consultant danışman; müşavir consume tüketmek consumer tüketici consummate temiz consummate bütün; tam consumption tüketim contact değme; ilişki; temas contain kapsamak contaminate bulaştırmak contemplate düşünmek contemporary çağdaş contempt hor görme content hoşnut; memnun content içerik content içerik; hacim; oylum contention kavga; mücadele contest yarışma continent kıta contingency ihtimal continual sürekli continuation devam continuation devam; sonuç continue devam etmek continuous devamlı; sürekli contract kontrat contrary aykırı; ters contrary aksi; zıt contribution bağış contrivance mekanizma; alet contrive icat etmek controller muhasebeci controversial çekişmeli controversy kavga; mücadele convenience alet convenient rahat conventional geleneksel conversation konuşma; sohbet converse aksi; zıt convert değiştirmek convey getirmek convocation toplantı convoy konvoy cook pişirmek cool serin cool serinletmek; soğutmak coop kafes cope başarmak copious bol; çok copper bakır copy kopya; suret copy kopya; suret; transkripsiyon copy kopya etmek; kopya çekmek; taklit etmek coral mercan cord ip; sicim cordial sevimli cordial candan; içten cork mantar; tıpa corn darı; mısır corn buğday; bulgur corn tane corner köşe corner hücre corporation tüzel kişi corpse ceset; ölü correct tam; uygun; doğru correction ceza correspond uymak correspond göstermek; temsil etmek correspondence mektuplaşma correspondence bakışım; simetri correspondent benzer corridor koridor corroborate doğrulamak costly pahalı costume kostüm cottage kulübe cotton pamuk couch divan; kanepe cough öksürmek; öksürük counsel nasihat; öğüt counsel avukat count kont counter tezgâh counterfeit taklit countless sayısız country alan country millet; ulus country kır coupling çiftleşme courage cesaret; yiğitlik courageous cesur; yiğit; yürekli courier ulak course kurs; yön course gidiş; kurs; yön course yol court avlu; saray court motel courteous kibar; nazik courtesy nezaket courtyard avlu covenant sözleşme cover örtü; battaniye cover kapak; örtü covert gizli covert kapak; örtü covetousness açgözlülük; hırs covetousness hırs cow inek coy çekingen crab yengeç; pavurya; çağanoz animal crack çatlak; yarık cradle asıl; kaynak; köken cradle beşik craft zanaat crafty hilekâr; kurnaz cramp kramp cranky huysuz crash kaza crate sandık crawl sürünmek craze çılgınlık crazy deli cream krema; kaymak crease buruşuk; dönemeç; kavis; kıvrım crease buruşuk; karık create yaratmak; meydana getirmek; yapmak create meydana getirmek; yaratmak; yapmak create yapmak; üretmek creation yaradılış; yaratma creation evren creature yaratık; hayvan credit kredi creek çay crest zirve; doruk; tepe crevice yarık; çatlak crew mürettebat; takım cricket cırcırböceği; cırcır böceği crime cinayet; suç criminal cani; suçlu crimp dönemeç; kavis; kıvrım crimson al; kızıl; kırmızı crinkle buruşuk; karık crisis bunalım; kriz criterion ölçek; ölçü; standart critic eleştirmen crocodile timsah animal crook cani; suçlu crook dönemeç; kavis; viraj crooked eğri; çarpık crop ürün; hasat cross çaprazlamak cross haç; çarmıh crow karga animal crowd kalabalık crown zirve; doruk; tepe crown taç crude kaba crude basit; ilkel cruiser kruvazör crumb ekmek kırıntısı crush kalabalık crush ezmek crusty aksi; huysuz cry bağırmak cry ses; haykırış; çığlık cry ağlamak crystal kristal cub oğlan cube küp cuckoo guguk kuşu animal cuff kelepçe cull koparmak; toplamak cultivator yetiştirici culture kültür cunning kurnaz; hilekâr cunning sevimli cunning kurnaz cup fincan cupboard dolap cure ilâç; şifa; kür; tedavi; ilaç cure tedavi etmek curious acayip curious meraklı curl rulo curly kıvırcık currant kuşüzümü plant currency geçerlik current akım; akıntı; ırmak current akım curse beddua curse sövmek curtain perde curve bükmek curve kavis; eğri; viraj; dönemeç curve kavis curve eğri; viraj cushion yastık cuss adam; herif custom gelenek; alışkanlık cut azaltmak; indirmek cut kesme cute sevimli cutting kesme cycle devir; dönem dagger hançer daily günlük dainty nefis; mükemmel dainty nefis; lezzetli dairy mandıra; süthane dam set damage zarar dame orospu; kız damn lanet etmek damp nem damp nemli; yaş; ıslak dance dans dance dans etmek dancer dansör danger tehlike dangerous tehlikeli daring atılgan; cüretli daring cesaret; cüret dark somurtkan; huysuz dark karanlık; koyu dark gece dark karanlık darken karartmak darling sevgili date randevu daub leke daughter kız dawn tan; şafak day gün; gündüz daybreak şafak; tan dead cansız; hareketsiz; sönük; ölü deadly öldürücü deadly zehirli deal miktar deal yol göstermek dealer tüccar dean dekan dear sevgili dear sevgili; pahalı debate tartışma debauch sefahat debauchery sefahat debit borç debris enkaz; yıkıntı; döküntü debt suç debut giriş; başlangıç decadence çökme decay bozulma decay bozulmak; çürümek deceit hile; aldanma; aldatma decency terbiye decent terbiyeli deception hayal; kuruntu deception aldanma; aldatma; hile decide kararlaştırmak; belirlemek decision karar decisive kesin deck güverte declaration demeç declension iniş decline iniş decline reddetmek decline azalmak; düşmek; eksilmek decorate süslemek decoration süs decoration madalya decrease azalma decrease azaltmak decree emretmek decree karar dedication bağlılık; sadakat deed hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik deep esrarengiz; gizemli deepen derinleşmek; derinleştirmek defeat yenilgi defeat yenmek defect kusur; ihmal defect kusur defect kusur; leke defective kusurlu defer ertelemek deficiency eksiklik; kusur deficiency eksiklik; kusur; yokluk deficient eksik deficient eksik; yetersiz deficit eksiklik definitive kati; kesin deft becerikli degenerate ahlaksız degeneration çökme degradation indirme degree derece; rütbe; seviye dejection pislik delay gecikme; tehir delay geciktirmek delete silmek deliberate kasti delicate zayıf delicate hassas; ince; zayıf; zarif delicious nefis; lezzetli delight haz; sevinç delineate çizmek delivery teslim deluge tufan demand ihtiyaç demand ihtiyaç; istek; talep demand istemek democracy demokrasi democracy demokrasi; cumhuriyet demon şeytan demonstrate takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek demure çekingen den in; mağara denomination ad; isim density yoğunluk deny reddetmek department daire; şube departure ayrılma; hareket deplorable perişan; sefil deportment tavır deposit tortu depot ambar; depo; dükkân depress canını sıkmak depress bastırmak depression baskı depth derinlik deputy vekil descent bayır; iniş descent nesil; soy describe çizmek design model; örnek design icat design meram; niyet designation ad; isim designer mimar desirable arzu edilen desire arzu desire arzulamak desk yazı masası despise hor görmek; küçümsemek destiny kader; kısmet destroy yok etmek; yıkmak destruction yok etme detail ayrıntı detect keşfetmek detergent deterjan determinate kati; kesin determinate belirli; kati; kesin determination karar determination azim; meram; niyet determine belirlemek; kararlaştırmak determined kati; kesin detest nefret etmek detestable açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici detriment zarar deuce iki develop gelişmek development büyüme; gelişme device alet; aygıt devious dolaylı devoted bağlı; sadık devotion bağlılık; düşkünlük dew çiy; şebnem dexterity beceriklilik diagonal köşegen dialect Lehçe; lehçe diamond elmas diary günlük dictate dikte etmek; yazdırmak dictate emir dictation emir; komut dictionary sözlük die ölmek diet perhiz; rejim difference fark difference kavga; mücadele; tartışma different başka; başka türlü; diğer different farklı differentiate ayırmak difficult güç; zor; ağır diffident utangaç; çekingen digest özet digestion hazım; sindirim dike set dilapidated harap; yıkık diligence gayret; çalışkanlık dimension nitelik dimension boyut; ölçü diminish azaltmak; eksiltmek diminutive minicik din şamata dingy kirli dip yankesici diploma diploma dipper kepçe dire korkunç direct yöneltmek direct araçsız; doğrudan doğruya; dolaysız direct araçsız; doğrudan doğruya direct yol göstermek direction yön direction nasihat; öğüt direction yönetim direction talimat; emir director müdür dirt kir; pislik dirt rezalet; skandal dirty kirli; pis disability yetersizlik disagreement anlaşmazlık disappear yok olmak disappointment hayal kırıklığı disaster felaket discern anlamak; ayırt etmek discernment anlayış discipline bilim dalı; disiplin discipline ceza disclose açmak discontent hoşnutsuzluk; memnuniyetsizlik discontinue kesmek discount indirim discourse hitabe; nutuk discover keşfetmek discovery keşif discuss görüşmek discussion görüşme disdain hor görme disease hastalık disgrace ayıp; rezalet; alçaklık disgraceful ayıp disguise gizleme disgust nefret dish çanak dish yemek dishonest namussuz dismantle sökmek disobedience itaatsizlik disorder karışıklık; düzensizlik dispatch gönderme dispersion dağıtma; dağıtım displace hareket etmek; hareket ettirmek; kımıldamak; kımıldatmak display göstermek disposal yönetim disposition huy; mizaç dispute kavga; mücadele; tartışma disquiet huzursuzluk; üzüntü disruption hareket disruption kesilme dissension anlaşmazlık dissipated ahlaksız dissipation israf dissolute ahlaksız distance aralık; mesafe; uzaklık distant uzak distinct açık distinguish anlamak; ayırmak; ayırt etmek distinguish ayırmak; ayırt etmek distinguished seçkin distracted deli distress sıkıntı distribute saçmak distribution dağıtma; dağıtım disturb rahatsız etmek disturbance hareket ditch hendek dive batmak; dalmak diver dalgıç animal diverse muhtelif divide ayrılmak; ayırmak divine tanrısal divinity ilahiyat; tanrıbilim divinity tanrı; tanrıça division bölüm; daire; kısım division bölünme divorce boşanma dizzy akılsız do yapmak docket program doctor doktor; hekim doctrine öğreti; felsefe document belge dodge hile dog köpek animal doll orospu; kız doll kukla; oyuncak bebek dolly kukla; oyuncak bebek domain alan; küre domain alan domestic evcil; evcimen domesticate evcilleştirmek domicile konut domination egemenlik dominion il; toprak donation bağış donkey eşek; merkep animal dose doz dot benek; nokta double çift doubt kuşkulanmak; şüphe etmek doubtful şüpheli dough hamur down aşağı down ince tüy downfall düşüş; yıkılış; çökme downward aşağı dozen düzine drag çekmek dragon ejderha drape perde drapery perde draw çizmek draw çekmek draw çekme drawer çekmece drawing çizim drawing piyango dread korku; endişe dread korkunç dreadful korkunç dreadful korkunç; iğrenç dream rüya dream hırs; ihtiras; tutku dress giysi dribble damlamak drill delmek drink alkol drink içki; içecek drip damlamak driver sürücü; şoför drop damla; damlamak drop salıvermek dross dışık drought kuraklık; susuzluk drugstore eczane drum darbuka; davul; dümbelek dry kurumak dry kurak; kuru dual çift dubious şüpheli duck ördek dull donuk dull sıkıcı dumb dilsiz dung gübre duplicate çift durable dayanıklı; sağlam duration süre dust toz dust enkaz; yıkıntı; döküntü duty görev; borç; yüküm duty görev; borç dwarf cüce dwell ikamet etmek; oturmak dwelling konut dynamic dinamik eager hevesli; istekli; hırslı eagle kartal; karakuş animal earlier önce; önünde early erken earn hak etmek; kazanmak earnings kazanç; kâr earnings ücret; aylık; maaş earthquake deprem ease dinlenme; istirahat east doğu easy kolay economic ekonomik; idareli economy iktisat edge kenar edgy sinirli editor editör educate yetiştirmek education eğitim effect etki; sonuç effective etkili efficient etkili effort gayret; çaba; deneme effort hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik egg yumurta egoism bencillik eight sekiz elastic esnek elasticity esneklik elbow dirsek election seçim electric elektriksel electricity elektrik elegance zarafet; şıklık elegant zarif; şık element eleman; öğe elementary basit; sade; tek elevate yükseltmek; kaldırmak elevation doruk; zirve eligible münasip; uygun else başka else yoksa; başka elusive ince embarrass engellemek embellish güzelleştirmek emblem arma embrace kapsamak emigrant göçmen eminent seçkin emphasis vurgu employ iş employ kullanmak; tatbik etmek; uygulamak employee işçi; memur employment kullanma; kullanış employment iş empty boş empty boşaltmak encompass kuşatmak encounter karşılaşma encounter karşılaşmak; buluşmak; toplanmak encourage ilerletmek encumbrance engel end son; uç; akıbet; nihayet; amaç end bitirmek endless bitmez tükenmez; sonsuz endowment yetenek endurance dayanma; tahammül endure dayanmak; tahammül etmek; katlanmak; çekmek endure tahammül etmek enemy düşman energetic enerjik energy enerji; kuvvet engage işe almak engagement randevu engagement muharebe engine lokomotif engulf yutmak enjoin düzenlemek; emir vermek enjoy hoşlanmak enlarge büyültmek; genişletmek enmity düşmanlık enough terbiyeli enrich zenginleştirmek ensign sancak ensure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak enter girmek enterprise teşebbüs entertain eğlendirmek entertainment eğlence entire bütün; tam entire aygır entirely yalnız entirely büsbütün entrance giriş entrance giriş; antre entry giriş; başlangıç entry antre; giriş envelope mektup zarfı envious kıskanç envy gıpta etmek; kıskanmak envy kıskançlık epidemic salgın epoch devir; çağ equal eş; eşit; benzer equal eş; eşit equation denklem equestrian atlı; binici equilibrium denge equip donatmak equitable adil equity adalet equivalent benzer; eşit equivocal belirsiz; iki anlamlı era devir; çağ erection yapı error hata; yanlışlık escape atlatmak; kaçmak escape firar; kaçış especially özellikle essay deneme essay denemek essence parfüm essence varlık establish kurmak; tesis etmek establish kurmak estate mülk estimate tahmin etmek eternal bitmez tükenmez; sonsuz eternal dayanıklı; sürekli; aralıksız eternity sonsuzluk evacuate boşaltmak evade kaçınmak; sakınmak even bile; hatta even düz evening akşam event olay event sonuç; etki ever daima; her zaman everlasting dayanıklı; sürekli; aralıksız everlasting temiz evidence ispat evidence ispat etmek; kanıtlamak evident açık; belli; basit; sade evil bela; kötülük evil kötü evoke uyandırmak exact kesin; tam exactly tam examination sınav; muayene; inceleme; araştırma examination sınav examine muayene etmek examine denemek example dava; durum example örnek excavation madencilik excellent mükemmel exception istisna exceptional fevkalade exchange değişme excitement heyecan exclusively yalnız excrement pislik excuse özür execute yapmak execution yerine getirme execution idam exercise kullanma; uygulama; kullanış exhale nefes vermek exhaust bitirmek; tüketmek; yormak exhibit göstermek exhibit göstermek; takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek exhibition sergi exist mevcut olmak; var olmak existence hayat; mevcudiyet; varlık existence evren exit çıkış exotic yabancı expanse alan expect beklemek expedient çare expenditure harcama; masraf expenditure tüketim expense masraf expense harcama expensive pahalı experience duymak; hissetmek experience deney; tecrübe experiment deney; deneme expert becerikli expert uzman expire ölmek explain anlatmak; açıklamak; aydınlatmak explanation açıklama explode patlamak exploit kahramanlık; yiğitlik; hareket; iş explosion patlama explosive patlayıcı export ihracat export ihraç etmek expose açmak expose göstermek exposed açık exposition sergi exposure fotoğraf express ifade etmek express kesin express ekspres expression söz expression bakış expression ifade exquisite nefis; mükemmel extended geniş extension genişleme; uzama extensive geniş extensive bol; çok extent boy; büyüklük; kapsam exterior dış; harici exterior dış extinguish söndürmek extravagant tutumsuz extreme aşırı extremity organ; uzuv extrusion çıkıntı; şiş; kambur eye göz eye merkez; orta fable efsane fabric kumaş fabrication imal fabulous efsanevi face surat; yüz face bakış facile kolay facility tesisat fact gerçek factor komisyoncu; simsar factor eleman; öğe factory fabrika faculty fakülte faculty yetenek fag sigara faint baygınlık; bayılmak faint donuk; zayıf; kuvvetsiz fair adil; dürüst fair güzel; iyi fair fuar; panayır fairness adalet faith din faithful sadık fake sahte fake dolandırıcı fall iniş fall düşmek fall güz; sonbahar fall düşüş; yıkılış; çökme fall düşme; düşüş fallacy aldatma false sahte; yanlış fame ün; şöhret familiar teklifsiz familiar yoldaş familiarity bilgi family aile family aile; giller family kategori; sınıf famine kıtlık famous tanınmış; ünlü fanatic kudurmuş far uzak; uzun farewell veda farewell ayrılma farm çiftlik farmer çiftçi farming tarım fart osuruk fart osurmak fashion tarz; usul; şekil fashion moda fast ahlaksız fast çabuk fasten bağlamak; tutturmak fastidious titiz fat kalın fat yağlı fat verimli fatal öldürücü; ölümcül fate kader; kısmet father baba fatigue yormak fatten semirtmek fatty yağlı fatuous aptal faucet musluk fault hata; kusur; yanlışlık fault hata; kusur faulty kusurlu fear korku fearful korkak fearful korkunç fearless cesur; yiğit; yürekli feasible yapılabilir feast bayram feast ziyafet feat hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik feather tüy feature özellik fee ücret feeble kuvvetsiz; zayıf; donuk feel duymak; hissetmek feeler anten feeling duygu feeling etki; izlenim fell deri; post fellow adam; herif fellow yoldaş felon cani; suçlu felt keçe fence çit fender çamurluk ferment huzursuzluk fermentation huzursuzluk ferocious öfkeli ferret dağ gelinciği animal ferry feribot fertile verimli fertility verimlilik fervent ateşli; kızgın; sıcak few az fiddle keman field alan; küre field bilim dalı; disiplin field tarla; alan field ova fiend şeytan fierce hiddetli; öfkeli fiery ateşli; kızgın; sıcak fig incir fig resim fight muharebe fight muharebe; savaş fight savaşmak fighter savaşçı figure resim filament iplik file dosya; klasör file eğe; törpü filling doldurma filth kir; pislik filthy iğrenç; çirkin fin yüzgeç final kati; kesin finance maliye financial mali find bulmak fine hassas; ince; zarif; güzel; iyi; duygulu fine para cezası finger parmak finish bitirmek; tamamlamak fir köknar plant fire ateş; yangın; alev fire yangın fire ateş etmek; atmak fireplace ocak firm katı; sıkı; sert firm firma; şirket firm sarsılmaz first başlangıç first birinci; ilk first birinci fish balık animal fissure yarık; çatlak fist yumruk fit münasip; uygun five beş fix onarım; tamir fixing onarım; tamir flabby gevşek flag sancak flag süsen; eşek lalesi; iris flair yetenek flame alev; ateş; yangın flaming ateş; yangın; alev flash an flat düz flatter pohpohlamak flaw defo; kusur fleet donanma flesh et flex bükmek; eğmek flight firar; kaçış flight uçuş flimsy hafif flimsy önemsiz flirt flört etmek float yüzmek flock grup; sürü flood tufan floor kat floor yer flour un flow akış; akıntı flow aybaşı flow akmak flow akıntı; akım; ırmak flower çiçek flowing akış; akıntı flush kızarmak flutter hareket fly sinek animal flyer havacı; pilot flying uçuş foal tay foam köpük fog sis; karanlık foggy sisli; belirsiz foil varak fold kapamak; kapanmak; son vermek fold kıvrım; dönemeç; kavis folder broşür folder dosya folk kabile; oymak follow çıkmak; izlemek following ertesi; aşağıdaki following takip folly delilik food yemek; besin foolish saçma foot ayak foot piyade footprint ayak izi footstep adım forbid yasaklamak forbid engellemek; önlemek force güç; kudret force çekmek force kudret; kuvvet; şiddet force itmek; sürmek force personel force zorlamak force kudret; kuvvet; güç; tesir forecast tahmin forehead alın foreign yabancı foremost birinci; ilk forest orman forever sonsuzluk forge demirhane forgery sahte şey; taklit forgery sahte şey fork çatal form biçim; kalıp form biçim; kalıp; şekil form sınıf form cins; çeşit; tarz; tür; usul formal biçimsel; resmi formality formalite; resmiyet former önceki formidable korkunç formula reçete; yemek tarifi fort hisar; kale forthright dürüst; içten; açık fortify kuvvetlendirmek fortress hisar; kale fortune şans fortune servet fossil fosil; taşıl foul iğrenç; çirkin found kurmak foundation kuruluş; tesis foundation temel fountain kaynak; pınar; çeşme four dört fourth mahalle; semt; çeyrek fox tilki foxy kurnaz; hilekâr fracture kırma fragile zayıf fragile hafif fragrance güzel koku frail zayıf frame iskelet; çatı frame çerçeve framework model; örnek framework çerçeve framing çerçeve frank açık; dürüst; içten fraternity kardeşlik fraud hile fraud dolandırıcı free serbest bırakmak free serbest; özgür free serbest; özgür; bedava; parasız freedom özgürlük freezing soğuk freight navlun; yük frenzy çılgınlık fresh arsız; küstah; yüzsüz fresh taze; temiz; yeni friction sürtünme friend arkadaş; dost friend müttefik friendly dostça fright korku frightful korkunç; dehşetli frigid soğuk fringe kenar frivolity hoppalık frock giysi frog kurbağa; kara kurbağa; otlubağa; siğilli kurbağa front cephe; ön taraf frost kırağı froth köpük fruitful verimli fruitless verimsiz; boş fuel yakıt fugitive kaçak; geçici fugitive kaçak; kaçkın; mülteci full bütün; tam; tüm full bütün; tam full dolu fume duman; buhar fun şaka function fonksiyon; niyet fund stok fundamental esaslı funeral defin; gömme funnel huni funny acayip funny gülünç fur post furious öfkeli furniture mobilya furrow karık; buruşuk further ilerletmek furthermore da; de; keza; bundan başka; dahi fury hiddet fury çılgınlık futile verimsiz; boş futile boş; boşuna future gelecek gab dedikodu gadget alet gag şaka gain kazanmak gain kazanç; kâr; yarar gain erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak gait gidiş gale fırtına gallant yüksek gallantry cesaret; yiğitlik gallery veranda game oyun game cesur gang takım; çete gap kesilme garage garaj garbage çöp; süprüntü garden bahçe; bostan garlic sarmısak; sarımsak garment giysi gas benzin gate kapı gather toplamak; toplanmak gather bir araya getirmek; biriktirmek; toplamak; toplanmak gaunt zayıf gauze tül gay neşeli; şen; keyifli gay neşeli; şen gazette gazete gear teçhizat gem mücevher general genel general evrensel generate meydana getirmek; yaratmak; yapmak generation nesil generous cömert genial sevimli genius yetenek genius usta genteel soylu gentle hafif genuine gerçek geography coğrafya germ tohum germ tohum; mikrop gesture jest get getirmek; götürmek ghost hortlak; ruh; cin giant dev giddy akılsız gift armağan; hediye gift armağan; hediye; yetenek gigantic dev gibi gild kulüp; dernek; kurum gill solungaç ginger zencefil girdle korse girdle kemer girl kız girl kız; bayan glacial soğuk glad sevinçli gladness sevinç glance bakış glaring göz kamaştırıcı; çok parlak glass bardak; cam gleam hafif ışık glimmer hafif ışık globe küre; top globe dünya; yeryüzü gloomy karanlık glorious mükemmel; görkemli glorious görkemli glory şan; şöhret glossy ipekli; ipek gibi glove eldiven glowing parlak glue tutkal gnome cüce go gitmek; seyahat etmek goat keçi animal gob denizci; gemici going ayrılma; hareket gold altın golden altın gone geçmiş good sağlam good uslu; güzel; iyi good güzel; iyi good becerikli good faydalı goods eşya goose kaz animal gorge boğaz; gırtlak gossip dedikodu gossip dedikodu; gevezelik gossip dedikodu etmek govern idare etmek; yönetmek government hükümet governor vali gown cüppe graceful zarif grade derece; sınıf grade sınıf grade derece; rütbe; seviye grade yokuş gradient yokuş gradual derece derece grain tane; tohum grammar dilbilgisi grape üzüm; asma plant grasp anlamak; kavramak grass ot; çayır; çimen; yeşil ot grate ızgara grateful minnettar; müteşekkir grating ızgara gratitude minnettarlık; şükran grave mezar; gömüt gravel çakıl graveyard mezarlık gravity ağırlık gravy sos grease kir; pislik greasy yağlı great büyük; kocaman; yüksek great önemli great seçkin great hırslı greed hırs green park green kıskanç green yeşil greet selamlamak grief elem; acı; keder grill ızgara grim keskin grime kir; pislik grin gülümseme; gülümsemek grinder değirmen grip kulp; sap grip yakalamak gritty cesur groan inlemek groin dalgakıran groom damat groove oluk; yiv gross temiz gross kalın gross gelir ground dip; toprak; yer; yeryüzü; zemin; ülke ground dip; toprak; yer; yeryüzü; zemin ground arka plan ground arsa; dip; toprak; yeryüzü; neden; sebep groundless asılsız grounds ispat grounds avlu group grup grow yetiştirmek; büyütmek grow gelişmek growing büyüme; gelişme growth büyüme; gelişme grudge kin gruff aksi; huysuz gruff boğuk; kısık guarantee sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak guarantee garanti; teminat guarantor kefil guess tahmin guess farz etmek guess spekülasyon guest konuk; misafir guidance nasihat; öğüt guide kılavuz; rehber guide yol göstermek guild kulüp; dernek; kurum guile hile guilt suç guilty suçlu gulf uçurum gulf körfez gullet boğaz; gırtlak gum zamk; tutkal gun tüfek gut bağırsak gutter oluk guy herif habit adet; alışkanlık habitation konut hack kıymak hack taksi hackneyed bayağı haggard zayıf hail dolu hair kıl; saç; tüy hale sağlam half yarı hall hol hall hol; koridor halo halka; ring; yüzük; çember halt durmak ham jambon hammer çekiç hand el hand el yazısı handicap yetersizlik handkerchief mendil handle kulp; sap handling tedavi handsome iyi; yakışıklı handsome cömert happen olmak happening olay happiness mutluluk; saadet happy mutlu hard zahmetli hard ağır; güç; zor hardly ancak; sadece hardworking çalışkan harlot orospu; fahişe; pasaklı kadın harm zarar harm kötülük; zarar; zarar vermek; yara harmful ters harmful zararlı harmless zararsız harvest hasat; ürün haste acele hasten acele etmek hat şapka hate nefret etmek haughtiness gurur; kibir haul av have kabul etmek; almak have almak; kabul etmek have sahip olmak hawk atmaca; doğan hay kuru ot; saman hazard şans hazard tehlike; riziko; risk hazardous tehlikeli haze pus hazy belirsiz hazy sisli; belirsiz head baş; kafa head ilerleme head akıl; zihin head şef head başlık headache endişe; kaygı; tasa; üzüntü heading başlık heal iyileşmek; iyileştirmek health sağlık healthy sağlam; sağlıklı heap küme; yığın hear duymak; dinlemek hear duymak hearing işitme hearsay dedikodu; söylenti heart merkez; orta heart gönül; kalp; yürek hearth ocak heartless kalpsiz hearty candan; içten hearty dinç; sağlam heat sıcaklık; ısı heath fundalık; çalılık heaven gök heavenly tanrısal heavy ağır; güç heavy zahmetli heavy tınlayan heed dikkat etmek heedless dikkatsizlik; düşüncesiz heel topuk heel ökçe height irtifa; tepe; yükseklik height doruk; zirve height boy; endam heighten yükseltmek helix helis helmet miğfer help yardım help yardım etmek helpful yardımcı helpless çaresiz hemp kendir; kenevir; ot hen tavuk hence böylece her ona herd sürü here burada hereafter gelecek hereditary kalıtsal heritage miras heritage miras; kalıt heroism cesaret; yiğitlik hesitate duraksamak; tereddüt etmek hidden gizli hide deri hide gizlemek; saklanmak high yüksek hill tepe him ona hinder engellemek hindrance engel hinge menteşe history tarih hit erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak hit darbe; vuruş hit çarpışma hitch engel hoarse boğuk; kısık hoax hile hoe çapa hog domuz animal hold korumak hold yer ayırtmak hold dayanmak; durdurmak hold gecikme; tehir hold kulp; sap hold sahip olmak holder sahip holding mal; mülk holiday tatil hollow boş hollow içi boş; oyuk holy kutsal home konut home ev; vatan; yurt home ev; aile honest dürüst; namuslu honesty dürüstlük honey sevgili honey bal hood başlık hook kanca; çengel hooter baykuş hope ummak horizon ufuk horizontal yatay horn boynuz horn boynuz; borazan horn boynuz; klakson horrible dehşetli; korkunç horse eroin horse at; beygir; aygır animal hospitable konuksever hospital hastane hospitality konukseverlik host otelci hostel otel hostile düşmanca hostility hücum; saldırı hostility düşmanlık hotel otel hour saat house firma; şirket house ev; aile house yerleştirmek house ev household aile hovel kulübe how nasıl however yine de however nasıl hue renk tonu hug sarılmak human birey humanity insanlık humbug hile humdrum yeknesak hump kambur; çıkıntı; şiş hunch kuşku; şüphe hunger acıkmak; açlık hungry aç hunter avcı hunting avcılık hunting arama; araştırma hurl atma hurricane kasırga hurry acele etmek hurry acele hurt kötülük; zarar; zarar vermek; yara hurt incitmek; yaralamak hurt acı; acımak; ağrı hurt zarar husband koca husk kabuk; kılıf husky boğuk; kısık hut kulübe hybrid melez hymn ilahi hypothesis spekülasyon hypothesis varsayım ice buz; dondurma icon suret; resim icy soğuk idea düşünce; fikir; sanı; tahmin ideal ideal; mükemmel identical aynı identity kimlik; özdeşlik idiom deyim idiom Lehçe; lehçe idle boş; işsiz; aylak if eğer; ise ignite tutuşturmak; ateşlemek ignition ateşleme ignominy rezalet; alçaklık; ayıp ignorance cehalet ill hasta illegitimate gayri meşru illness hastalık illuminate aydınlatmak illusion hayal; kuruntu illustration örnek illustration resim illustrious ünlü; tanınmış image suret; resim imagination imgelem imagine farz etmek imitate benzetmek; taklit etmek imitation sahte imitation sahte şey; taklit imitation taklit imitation karikatür immature genç immature ham immerse daldırmak immigrant göçmen immoral sapık; ters immortal ölümsüz immortal tanrı immovable sabit immunity bağışıklık; dokunulmazlık impartial tarafsız impatient sabırsız impediment engel imperfect eksik impertinent arsız; küstah; yüzsüz impertinent küstah implementation yerine getirme import ithal etmek import anlam importance önem important önemli; mühim important mühim; önemli impossible çekilmez impression baskı; basım impression etki; izlenim impressive etkili imprint baskı improve düzeltmek impudent arsız; küstah; yüzsüz impulse kapris in içine inactive pasif inadequate yetersiz inane aptal inborn doğuştan incapable yeteneksiz incendiary kundakçı incense günlük incident olay inclination eğilim incline rampa include kapsamak income gelir; kazanç incoming antre; giriş incomplete eksik inconsiderate saygısız inconvenience rahatsızlık incorporate kapsamak incorrect yanlış; hatalı increase büyüme increase artma increase artmak; büyümek; gelişmek incredible inanılmaz increment artma increment büyüme indecent yakışıksız indecisive kararsız indemnity tazminat indeterminate karanlık; anlaşılmaz index katalog index işaret parmağı indication belirti indictment suçlama indifferent ilgisiz; kayıtsız indigenous yerli indirect dolaylı indiscreet boşboğaz indispensable zorunlu indistinct belirsiz individual bireysel individual birey individuality kimlik; özdeşlik indolent tembel indulgence delilik industrial sınai industrious çalışkan inept beceriksiz inexpensive ucuz infamous ayıp; rezil infancy çocukluk infant bebek infect bulaştırmak infectious bulaşıcı infinite sonsuz infinite sayısız influence etki inform bilgi vermek information bilgi; danışma; haber informer jurnalcı ingenious kurnaz ingenious becerikli ingenuous candan ingot külçe ingredient eleman; öğe inhabit ikamet etmek; oturmak inhabitant sakin inhale içine çekmek inheritance miras; kalıt inheritance kalıt; miras injure incitmek; yaralamak injure incitmek injurious zararlı injury yara; kötülük; zarar; zarar vermek injustice adaletsizlik; haksızlık ink mürekkep inn otel innate doğuştan inner dahili; iç innocence suçsuzluk innocent suçsuz innovation icat inquisitive meraklı insane deli insect böcek inside iç insidious sinsi insinuation ima insolent küstah; utanmaz inspection sınav; inceleme; araştırma inspector müfettiş installation tesisat instance örnek instance dava; durum instant an instinct içgüdü institute enstitü institute kurmak; tesis etmek instruct ders vermek instruction talimat; emir instructor öğretmen insufficient yetersiz; eksik insure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak insurgent asi insurrection ayaklanma; isyan integrity birlik intellectual zihni intelligence haber intelligence akıl intelligent akıllı; zeki intense keskin; sivri intense canlı intense kuvvetli intent meram; niyet intention meram; niyet interdict yasaklamak interest ilgi interest faiz interference engel interior iç; dahili intermediary aracı internal iç; dahili internal iç interpreter tercüman interrogate sorguya çekmek interrupt ara vermek interruption kesilme interval ara; aralık intervene karışmak interview görüşme intimacy olay intimidate gözünü korkutmak intolerable dayanılmaz; çekilmez intricate karışık intrigue entrika introduce tanıştırmak introduction giriş; başlangıç inundation tufan invalid geçersiz invalid sakat invent icat etmek invention icat inverse aksi; zıt inverse ters investigate incelemek investment yatırım invisible göze çarpmayan invisible görünmez invitation davet; çağrı invite davet etmek; çağırmak invoice fatura; hesap involve istemek involved karışık involvement ilgi involvement olay inward içine iris süsen; eşek lalesi; iris plant iron demir irony taşlama; yergi irregular düzensiz irresolute kararsız irresponsible sorumsuz irrigate sulamak irritable huysuz irritation kışkırtma island ada isolation ayırma issue sorun issue sonuç; etki issue yayın issue çıkış issue dağıtım issue kazanç it o; onu itch kaşıntı item ayrıntı ivory fildişi jacket ceket jade orospu jag diş; sivri uç jail tutukevi jam reçel; marmelat janitor kapıcı jar sarsma javelin cirit jaw çene jealous kıskanç jeer alay jejune genç; gençliğe özgü jerk silkme; sarsma jest şaka jetty dalgakıran jewel mücevher job görev; iş; meslek; meşguliyet job görev; iş; ödev job sorun jockey cokey join bağlamak; birleşmek; birleştirmek joint eklem joke şaka yapmak joke şaka jolly neşeli; şen; keyifli jolt sarsma jolt sarsma; silkme journal günlük journey yolculuk joy sevinç joyful sevinçli judge yargıç jug testi juice özsu juicy şehvetli jumble karışıklık jump atlama jump atlamak; sıçramak juncture fırsat junk enkaz; yıkıntı; döküntü junk eroin just tam just ancak; sadece just ancak; sadece; yalnız just adil; dürüst just adil justice yargıç justice adalet justice adalet; hak justify haklı çıkarmak juvenile genç; gençliğe özgü keel gemi omurgası keen keskin; sert; sivri keep devam etmek keep korumak keep geçim keeper bakıcı; bekçi key kilogram key esaslı key anahtar; açkı keyboard klavye kick tekmelemek kid çocuk kidney böbrek kill öldürmek kind cins; çeşit; tarz; tür; usul king kral kingdom krallık kiss öpmek kite uçurtma knee diz knife çakı knight şövalye knock darbe knot düğüm knotty karışık knowing kasti knowledge bilgi laboratory laboratuvar laborious yorucu; zahmetli labyrinth labirent lack eksiklik; yokluk lad oğlan lad adam; herif ladder merdiven ladle kepçe lady bayan; hanım lake göl lamb kuzu lamp lamba lance kargı; mızrak land toprak; yer; ülke; dip; yeryüzü; zemin land toprak; yer land toprak; ülke; kır land millet; ulus land alan land karaya çıkarmak; karaya çıkmak land toprak; ülke landscape manzara landslide heyelan; toprak kayması language dil language dil; hitabe; konuşma; söylev; söz lantern fener large büyük; kocaman larva kurtçuk lash kirpik lass kız last kati; kesin last geçen lasting dayanıklı; sağlam lasting dayanıklı; sürekli late geç lathe torna tezgâhı laugh şaka launch kurmak lavatory tuvalet law zabıta law kanun; yasa; adalet; hukuk lawyer avukat lay koymak layer tabaka laziness tembellik lazy tembel lead kurşun lead yol göstermek leader kılavuz; lider; önder leaflet broşür lean yağsız; zayıf leaning eğilim leap atlama leave izin; müsaade leave kalkmak leave ayrılma leave rıza leaven maya leaving ayrılma; hareket lecture konferans; konuşma leech sülük animal left sol; solda leg ayak; bacak legacy miras legend efsane legislation yasama lemon limon length müddet; süre length müddet; süre; uzunluk lengthen uzatmak leprosy cüzam lesion yara less daha; daha çok lessen azaltmak lesson ders let izin vermek letter mektup lettuce salata; kıvırcık salata plant level seviye; derece; rütbe level derece; seviye; sınıf level düz level kat liability sorumluluk; borç liability borç liaison olay liar yalancı liberal cömert liberal erkinci; liberal liberate serbest bırakmak liberty özerklik liberty özgürlük library kütüphane lick yalamak lid kapak lid şapka lieutenant vekil life ömür life canlılık life biyografi lifetime ömür lift yükseltmek; kaldırmak light aydınlatmak light hafif lighting aydınlatma lightning şimşek like benzer; eşit like sevmek like benzer likely galiba; muhtemel likely muhtemel; galiba likeness benzerlik likewise da; de; keza; bundan başka; dahi lime kireç limit sınırlandırmak limitation sınırlama; kısıtlama limpid açık; berrak line ezgi; melodi line buruşuk; karık line hat; hiza; satır; sıra; çizgi line nesil; soy line çizmek line kablo line görev; iş; meslek; meşguliyet line hat lineage nesil; soy link bağ; bağlantı lion aslan animal lip kenar liquid akıcı; sıvı liquid sıvı list liste listen dinlemek listing liste literal baskı hatası little kısa little az little küçük live canlı; diri; sağ live ikamet etmek; oturmak live yaşamak livelihood geçim lively canlı liver karaciğer living canlı; diri; sağ living canlılık living geçim load yük loading yük loam geren; balçık; salsal; mil loathsome tiksindirici lobster ıstakoz animal local yöresel locality komşuluk; çevre location mevki; yer lock kapamak; kapanmak; kilitlemek locomotive lokomotif lofty yüksek logic mantık loin bel lone yalnız; ıssız lone yalnız; ıssız; biricik; tek; tek başına loneliness yalnızlık lonely yalnız; ıssız lonesome biricik; yalnız; tek; tek başına; ıssız long uzun look bakış look beklemek look benzemek lookout manzara loose serbest bırakmak loose gevşek loosen gevşetmek loot yağma etmek loot ganimet lose yitirmek loss hasar; kayıp; zarar lot takım lottery piyango lotus nilüfer çiçeği plant lounge divan; kanepe love aşk; sevgi love sevgili love sevmek lovely hoş; sevimli low sefil low adi; alçak lower alçaltmak; indirmek; inmek loyal sadık loyalty sadakat loyalty sadakat; bağlılık lozenge hap; tablet lubricate yağlamak lucid açık; berrak lucidity açıklık luck şans lucky şanslı ludicrous gülünç; anlamsız luggage bagaj; yolcu eşyası lumber kereste luminous parlak lump topak lunacy delilik lunatic deli lunch öğle yemeği luscious şehvetli luscious nefis; lezzetli lust şehvet lusty dinç; sağlam luxurious lüks machine otomobil; araba machinist makinist mad deli madness delilik madness hiddet magazine dergi maggot kurtçuk; sürfe magic büyü magic hayal; kuruntu magician büyücü; sihirbaz magnetic manyetik magnificent görkemli magnify büyütmek magnitude boy; büyüklük maid hizmetçi kız mail posta main esas maintain korumak majestic yüksek majority çoğunluk make sağlamak; yapmak; yaratmak; meydana getirmek make yapmak; üretmek make erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak make yapmak make kurmak; yapmak make marka malice kötülük; muziplik malicious kötü niyetli mammoth dev gibi mammoth mamut animal man insanlık man erkek management yönetim manager müdür mandate manda manger yemlik mania mani manifest belli; açık; basit; sade mankind insanlık manner tavır; tarz; usul; şekil mantle perde manual elkitabı manufacture imal manufacture imal etmek; yapmak manufacturer prodüktör; üretici manure gübre maple akçaağaç; isfendan plant marble mermer margin kenar mark marka; işaret mark işaret; belirti; iz marker marka; işaret market pazar; çarşı marking marka; işaret maroon kestane rengi marriage evlenme marriage evlilik married evli marrow ilik marry evlenmek marsh batak; bataklık marvel mucize; harika; tansık masculine erkek mash ezmek mask maske massacre katliam; kırım massage masaj massage masaj yapmak mast direk master efendi; patron; sahip master usta master orijinal masterpiece şaheser mastery egemenlik matchless eşsiz mate eş material malzeme; madde; kumaş material maddi; özdeksel material madde; kumaş matrimony evlilik matter cevher; madde; öz; özdek; konu matter iş; konu; mesele; olay mattress şilte mature ergin maximum maksimum maximum azami; en çok maybe belki maze labirent me beni meal yemek; öğün mean cimri; hasis mean ortalama olarak mean orta meaning anlam measure ölçek; ölçü; standart measure tedbir; ölçü measure ölçmek mechanic makinist mechanical mekanik mechanism mekanizma medal madalya mediator aracı medicine ilaç; hekimlik medicine hekimlik; ilaç meet karşılaşmak; buluşmak; toplanmak meeting karşılaşma meeting toplantı melancholy melankoli melody ezgi; melodi member organ; uzuv; üye member organ; uzuv member kamış; penis memorial abide; anıt memory hatır; bellek menace gözdağı mending onarım; tamir mentality düşünüş; zihniyet menu menü; yemek listesi mercenary ücretli asker merchandise mal merciful merhametli mercury cıva mere yalnız merely ancak; sadece; yalnız meridian boylam merit yararlık merry neşeli; şen; keyifli mesh ağ; şebeke mess düzensizlik message haber messenger ulak metal alaşım metal maden method yöntem metropolis başkent; şehir middle orta; merkez midget minicik mien tavır; çehre might güç; kudret mild yumuşak mildew küf military askeri mill fabrika mill değirmen million milyon mimic taklit etmek mind akıl; zihin mind dikkat etmek mine maden ocağı miner maden işçisi mineral maden; mineral minimum minimum mining madencilik minister papaz minister bakan ministry bakanlık minor çocuk minor az; önemsiz; küçük minority azınlık mint nane minute dakika minute an miracle harika; mucize mire batak; bataklık mirror ayna miscarriage düşük; çocuk düşürme miscellaneous muhtelif; çeşitli; çok yönlü mischievous yaramaz miserable mutsuz; zavallı miserable perişan; sefil miserable az; yoksul miserly cimri; hasis misery sefalet misfortune kaza mishap kaza; talihsizlik miss kaçırmak miss bayan; kız mission görev; misyon mistake hata; yanlışlık misty sisli; belirsiz mite sakırga; kene; akar animal mitigate azaltmak; yatıştırmak mix karıştırmak mixture karışım moan inlemek mob takım; çete mockery alay mode tarz; usul; şekil model model; örnek moderate azaltmak; hafifletmek; yatıştırmak; yumuşatmak modern modern; çağcıl; çağdaş modest az; önemsiz; küçük modest namuslu modification değişim; değişme; değişiklik moist nemli; ıslak; yaş mole köstebek mole dalgakıran moment an momentary geçici; kaçak monarch kral money para monk keşiş monkey maymun monopoly tekel monotonous yeknesak monster canavar month ay monthly aylık monument abide; anıt mood mizaç moody somurtkan; huysuz moon ay; kamer; mah moon ay ışığı; mehtap moonlight ay ışığı; mehtap moral ahlaki; manevi morbid hasta mordant keskin more daha; daha çok moreover bundan başka; de; keza; dahi morning sabah morning tan; şafak morose somurtkan; huysuz mortal birey mortal ölümlü; öldürücü; ölümcül mortal ölümcül; öldürücü mortar havan mortify alçaltmak mosquito sivrisinek; sivri sinek animal most az daha mother ana; anne motion devinim; hareket motion devinim; hareket; kımıldanma motivation güdü motive güdü motor motor motto vecize; slogan mound küme; yığın mount dağ mountain dağ mountaineer dağcı mourn yas tutmak mourning yas mouth ağız move hareket etmek; hareket ettirmek; kımıldamak; kımıldatmak move hareket etmek; hareket ettirmek; kımıldamak; kımıldatmak; gitmek; seyahat etmek move hareket; kımıldanma movement hareket; kımıldanma movement hareket; devinim much çokça muck gübre mucus balgam; sümük mud çamur muddle karışıklık muddy çamurlu muddy kirli mule katır; ester; bardo animal multitude kalabalık murder öldürmek murder cinayet; adam öldürme murky karanlık muscle kas mushroom mantar; fütr music müzik musical müziksever musician çalgıcı; müzisyen muss düzensizlik mutual ortak mutual karşılıklı; ortak mysterious esrarengiz; gizemli mystery gizem; sır; bilmece myth efsane nail mıh; tırnak; çivi nail çivilemek naive bön; saf naked açık; çıplak name ad; isim nameless adsız napkin peçete narcotic uyuşturucu narrow az; önemsiz; küçük narrow dar; sıkı nasty iğrenç; çirkin nation millet; ulus national ulusal nationality vatandaşlık native yerli native doğuştan natural doğal natural ham; çiğ nature doğa; tabiat naughty yaramaz nausea mide bulantısı nay değil near az daha nearly az daha necessary gerekli neck boyun; boğaz necklace gerdanlık; kolye need güdü need ihtiyaç need istemek needle iğne negative negatif; olumsuz neglect ihmal; kayıtsızlık negligence ihmal; kayıtsızlık negotiation görüşme nephew erkek yeğen nerve sinir nervous sinirli; korkak nest yuva net şebeke; ağ net kazanç; kâr net şebeke network şebeke neutral nötr; tarafsız never asla nevertheless yine de new yeni news haber newspaper gazete next ertesi; aşağıdaki nib gaga nibble kemirmek nice hoş nicety incelik niche hücre nickel nikel nickname lakap; takma ad niece kız yeğen night gece nimble atik; çevik nine dokuz nipper çocuk nipple meme başı no hiç no değil nobility soyluluk; aristokrasi noble soylu noble ulu node düğüm noisome iğrenç nomad göçebe none hiç nook köşe noose ilmik norm ortalama norm düzgü; norm; örnek normal normal north kuzey nose burun not değil notable ünlü; tanınmış notation not; nota notch çentik note not; nota notebook not defteri noted ünlü; tanınmış nothing sıfır notice ilan notice afiş; levha notion fikir; sanı; etki; izlenim notorious ayıp; rezil notwithstanding yine de nourish beslemek nourishment beslenme; besin novelty yenilik now şimdi noxious zararlı nucleus çekirdek nude çıplak; açık null geçersiz null sıfır number sayı numeral sayı numerous pek çok nun rahibe nurse dadı nurse hemşire nutrition beslenme; besin oar kürek oath ant obedience itaat obedient itaatli object amaç; hedef; niyet object şey; nesne objection itiraz objective nesnel; objektif objective amaç; niyet; hedef objective gerçek; nesnel obligation borç; yüküm oblique eğik oblique dolaylı obliterate silmek obscene açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici obscure karanlık; belirsiz; anlaşılmaz observance gözlem observance tören observation gözlem obsolete eskimiş obstacle engel obstinate dik başlı; inatçı obstruction engel obvious göze çarpan obvious apaçık; besbelli occasion fırsat occult gizli; saklı occupation iş; meslek; meşguliyet; görev occur olmak occurrence olay ocean okyanus odd acayip odds ihtimal; olasılık offer teklif offer sunmak offering teklif office görev; hizmet; memuriyet; ofis; yazıhane; büro officer polis memuru official resmi offset başlangıç oil yağ oily yağlı ointment merhem old eski olive zeytin once önceki one eşsiz onion soğan plant only ancak; yalnız; sadece only yalnız only biricik; yalnız; tek; tek başına; ıssız onset saldırı; hücum; nöbet opaque karanlık; anlaşılmaz open açık open açmak opening açılış opening açılış; açma; açıklık; delik opinion etki; izlenim opinion fikir opponent hasım opponent düşman opportunity fırsat; şans opposite hasım opposite aksi; zıt opposite karşıt; ters; zıt opposition hasım opposition düşman opposition muhalefet oppression baskı; zulüm or veya oracle peygamber oral sözlü orange portakal orb küre; top orbit alan; küre orbit yörünge order kulüp; dernek; kurum order düzenlemek; emir vermek order sipariş; emir order emir; düzen order karar ordinance emir organic organik orientation tercih orifice delik origin asıl; kaynak; köken; soy; nesil origin köken; asıl; kaynak; soy original orijinal; ilk original orijinal ornament süs orphan yetim; öksüz other diğer otherwise aksi takdirde; yoksa our bizim outbreak baş gösterme; çıkma outcome sonuç outcome sonuç; etki outcry haykırış; çığlık; ses outlaw cani; suçlu outlay masraf; harcama outlet çıkış outline taslak outline çizmek outlook düşünüş; zihniyet outlook manzara output ürün outset başlangıç outside dış; dış görünüş outside dışarıda outside dış outspoken dürüst; içten; açık outstanding önemli outstanding göze çarpan oval elips oven fırın overcoat palto overseer müdür; yönetici overture prelüd overturn devirmek owe borçlu olmak owl baykuş own kendi; özel own sahip olmak ownership mal pace adım pack grup pack takım; çete pack kalabalık pack köpek sürüsü package paket packet paket packing ambalaj pact antlaşma; pakt; sözleşme pagan dinsiz page sayfa paid kazançlı pail kova pain acı; ağrı; dert; ıstırap painful iğrenç; korkunç paint boya paint boyamak painter ressam painting resim; tablo palace saray palate damak pale solgun pall perde pallid solgun palm madalya palm palmiye plant palsy felç pamphlet broşür pan tava panel pano panic panik panorama görüş; manzara panther jaguar animal pap meme başı paper kâğıt paper gazete paradise cennet paragraph bent; fıkra; paragraf parallel koşut; paralel parasite asalak; parazit parcel paket pardon affetmek parenthesis ayraç parish cemaat park park parliament parlamento parrot papağan animal part rol part hisse; pay; parça part bölge part ayırmak; ayrılmak part bölüm; daire; kısım participate katılmak particularly özellikle parting ayrılma partner eş; ortak party parti pass olmak passage koridor passenger yolcu passion hırs; ihtiras; tutku passionate ateşli passive pasif paste macun pasture mera; otlak patch leke patent patent patent açık; belli; basit; sade path patika pathetic az; yoksul patient sabırlı patrol devriye patronage yardım pattern alışkanlık; uygulama pattern model; örnek pavement yaya kaldırımı paw el pawn rehin pay ücret; aylık; maaş payment ödeme peace barış peaceful rahat peach şeftali peak zirve; doruk; tepe peak zirve peak zirve; doruk pear armut pearl inci peasant köylü peculiar acayip peculiarity özellik pedestal kaide pedestrian yaya pedigree nesil; soy peevish huysuz pelt post pelt deri pen cezaevi; hapishane penalty ceza pendant avize penetrate nüfuz etmek penis kamış; penis penitentiary cezaevi; hapishane pension emekli aylığı; pansiyon people insanlar people ikamet etmek; oturmak pepper biber; karabiber pepper kırmızıbiber plant perchance belki perfect temiz perfect kusursuz; mükemmel perfection bitirme; tamamlama perfidious hain perfidy hainlik; ihanet perforate delmek perform yapmak performance yerine getirme perfume parfüm perfume güzel koku perhaps belki peril tehlike; risk; riziko period aybaşı period aybaşı; devir periodical dergi periphery kenar permanent sürekli; dayanıklı permeate nüfuz etmek permission izin permit izin vermek perpendicular dikey; düşey perpetual dayanıklı; sürekli; aralıksız perpetual aralıksız; sürekli perpetuity ebediyet perplexity karışıklık; şaşkınlık person birey personal özel personnel personel perspective perspektif perspiration ter persuasion fikir pert küstah pertinent ilgili; uygun perverse sapık; ters pet sevgili petulant huysuz phantom görünüş pharmacy eczane phase safha phenomenon fenomen philosophy felsefe; öğreti philosophy felsefe phone telefon phone telefon etmek; seslenmek photo fotoğraf photograph fotoğraf phrase deyim physical fiziksel physician doktor; hekim pick devşirmek; toplamak picket kazık picnic piknik picture resim; tablo picture resim; suret picture canlandırmak piece dilim piece parça; bölüm piece müddet; süre piercing keskin pig domuz animal pigeon güvercin; kumru pile küme; yığın pilfer aşırmak; çalmak pilgrim hacı pill hap; tablet pillage yağma etmek pillage ganimet pillar direk pillar direk; sütun pillow yastık pilot pilot pimple sivilce pin iğne; topluiğne pinch tutuklama pinch çimdiklemek pinch aşırmak pine çam ağacı pinnacle doruk; zirve pioneer öncü pious dindar pipe boru; tüp pipe boru piping boru pirate korsan piss idrar; sidik piss işemek pit taş ocağı pit tuzak pitch eğim pitiable az; yoksul pitiful az; yoksul pity acımak placard afiş; levha place yer place memuriyet; yer; durum; duruş place yer; meydan place ev; vatan; yurt place koymak placid uysal; yumuşak; sakin plague rahatsız etmek plague veba plain basit; sade; açık; belli plain saf plain ova plait plise plait saç örgüsü plan taslak plan tasarlamak plane tayyare; uçak plane rendelemek plane düz plant bitki plant fabrika plastic plastik plate tabak plateau yayla platform kürsü plausible galiba play kumar oynamak play oyun player çalgıcı; müzisyen player oyuncu player aktör plea rica pleasant hoş please sevindirmek pleasure haz; keyif; memnuniyet; zevk pleat plise pledge rehin plenty bolluk pliable esnek pliant esnek plug tapa; tıkaç plum erik plume tüy plunder ganimet plunder yağma etmek plus artı pocket cep poem şiir poetry nazım; şiir point nokta; benek point ayrıntı point nokta poise denge poison zehir poison zehirlemek poke torba; çuval pole direk; kazık police zabıta policy politika; siyaset polite soylu polite kibar; nazik politician politikacı politics politika; siyaset pollute kirletmek pomp tantana pond havuz pony midilli; poney animal pool su birikintisi pool havuz poor az; yoksul popular popüler population nüfus pore gözenek pork domuz eti port liman portable portatif portal kapı porter kapıcı portion pay; porsiyon portion hisse; pay; parça portrait portre pose koymak position durum; duruş; memuriyet; yer; davranış position perspektif position durum; memuriyet; yer; duruş position durum; duruş; memuriyet; yer position koymak positive olumlu; pozitif possess sahip olmak possession mal possibility varsayım possibility olanak possible muhtemel; mümkün possibly belki post posta post kazık post memuriyet poster afiş; levha postponement gecikme; tehir postponement tehir postscript ek; ilave posture duruş posture duruş; davranış pot kap potato patates potency güç; kuvvet; kudret; takat; tesir potency potansiyel potency güç; kudret; kuvvet potent güçlü; kuvvetli; etkili potential potansiyel pouch kese pour dökmek poverty yoksulluk powder pudra; toz powder barut; toz power yetenek power güç; kuvvet; kudret; takat; tesir power güç; kudret powerful kuvvetli powerless kuvvetsiz practicable yapılabilir practical kullanışlı; pratik praise övgü praise övmek prank şaka pray dua etmek prayer dua preamble başlangıç; önsöz precarious tehlikeli precaution ihtiyat precedence üstünlük precedence üstünlük; öncelik precept yönerge precinct bölge precious değerli precipice uçurum precipitate tortu; yağış precise kesin; tam precise tam precisely tam precision doğruluk; kesinlik preclude engellemek; önlemek preface önsöz prefer tercih etmek preference tercih; eğilim preference tercih pregnant gebe prejudice önyargı preliminary prelüd prelude prelüd premium prim premonition önsezi preparation hazırlık preposterous anlamsız; gülünç prerogative ayrıcalık; imtiyaz prescription reçete presence tavır; çehre presence varlık present hediye present tanıştırmak present takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek preserve korumak; saklamak president başkan press basmak; sıkmak; sıkıştırmak press giysi dolabı pressure baskı; basınç prestige prestij presumption küstahlık presumption tahmin pretend taslamak; yalandan yapmak pretty güzel; hoş prevent engellemek; önlemek prickle diken pride gurur; kibir priest papaz; rahip primary esas primitive basit; ilkel prince prens princess prenses principal esas principle yönerge principle ilke print basmak printer matbaacı priority öncelik priority üstünlük prison hapishane private kişisel; özel private bireysel privilege ayrıcalık; imtiyaz privy tuvalet prize ganimet probability ihtimal; olasılık probable galiba probe sonda problem sorun procedure işlem; yöntem proceed devam etmek proceeds kazanç process işlem; yöntem proclamation bildiri prodigal tutumsuz prodigal müsrif prodigious fevkalade produce yapmak; üretmek producer prodüktör; üretici product ürün product mal production üretim production üretim; imal production ürün productive verimli profession meslek proficient becerikli profile profil profit kazanç; kâr profitable kazançlı profligate tutumsuz profligate ahlaksız progress ilerleme progression ilerleme progressive erkinci; liberal progressive ilerici prohibition yasak project proje; tasarı project tasarı; proje projection tasarı; proje projection izdüşüm; projeksiyon prolific verimli prologue giriş; önsöz prominence çıkıntı; şiş; kambur prominent göze çarpan promise söz; söz vermek; vaat promote ilerletmek promotion reklâm promotion terfi pronounce telaffuz etmek pronunciation söyleniş; telaffuz proof ispat; kanıt; delil; deneme proper uygun; doğru proper uygun property özellik; nitelik property mal; mülk property özellik prophecy kehanet prophet kâhin; peygamber propitious elverişli; uygun proportion oran proportion boyut; ölçü propriety uygunluk prose düzyazı; nesir prospect manzara; görüş prospect manzara prospect aday prosperity refah prosperous başarılı prostitute orospu; fahişe; pasaklı kadın protect korumak; saklamak protection barınak; himaye; koruma protest itiraz etmek; protesto etmek protest itiraz; protesto protocol protokol; tutanak protrusion çıkıntı; şiş; kambur protuberance çıkıntı; şiş; kambur proud gururlu; kibirli proud yüksek prove denemek prove ispat etmek; kanıtlamak proverb atasözü province devlet; hükümet province il; toprak provincial köylü provisional geçici provocation kışkırtma provoke kızdırmak proximity yakınlık prudent akıllı pseudonym takma ad pub meyhane publication yayın publicity reklâm publisher yayımcı puddle su birikintisi puff yorgan pull çekme pull çekmek pulpit mimber; kürsü pulsation darbe; nabız pulse nabız; darbe pump gönül; kalp; yürek pump tulumba punctual dakik pungent sert punishment ceza pupil öğrenci puppet kukla purchase alım; satın alma purchase satın almak pure temiz pure yalnız; temiz purification temizleme purify temizlemek purity temizlik purpose niyet; fonksiyon purpose meram; niyet purpose meram; niyet; azim purse el çantası pursue peşine düşmek pursuit takip push düğme push itmek; sürmek put koymak putty camcı macunu puzzle bilmece quail bıldırcın animal quaint acayip quake deprem quality karakter; özellik quality nitelik; özellik quantity nicelik quarantine karantina quarrel kavga quarrelsome kavgacı quarry taş ocağı quarter mahalle; semt; çeyrek queen kraliçe queer acayip quench söndürmek quest arama; araştırma question sorguya çekmek questionable şüpheli queue kuyruk quick hızlı; tez; çabuk quick atik; çevik quickness hız; sürat quiet sessizlik; huzur quiet hareketsiz; rahat; sakin; sessiz quiet uysal; yumuşak; sakin quilt yorgan quiver okluk; sadak quiver salınım; titreşim quota hisse; pay rabbit adatavşanı animal rabid kudurmuş race soy radiant parlak; ışın yayan radiator radyatör radical köklü radish kırmızı turp; frenk turpu radius yarıçap raft sal rag paçavra rage hiddet rage hiddetlenmek rail tırabzan rail ray rail su tavuğu animal railing parmaklık; tırabzan rain yağmak rain yağmur rainbow gökkuşağı raincoat yağmurluk raise yükseltmek; kaldırmak raise yükseltmek; çoğaltmak rake eğim ramp rampa range erim; menzil range ocak; fırın; soba range alan; erim; menzil rank dizi; sıra rank derece; rütbe; sınıf; dizi; sıra ransom fidye rant zırva rapid hızlı rare nadir rat jurnalcı rat sıçan animal ratio oran ration pay rational akıllı rattle takırdamak rattling pek; çok ravage tahrip etmek raven kuzgun animal raw ham; çiğ ray ışın razor ustura reach uzanmak; uzatmak; yetişmek reach alan; erim; menzil reach erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak react tepki göstermek; tepkimek reaction karşılık; tepki; tepkime reader düzeltmen reader okur; okuyucu reader eleştirmen readiness hazırlık reading okuma ready amade; hazır real gerçek; asıl real pek; çok realistic gerçekçi reality gerçek; gerçeklik really pek; çok realm krallık rear dip rear arka rear arka; arka taraf reason neden; sebep reasonable makul rebate indirim rebel asi rebellion ayaklanma; isyan rebellious asi rebuke azar; paylama; sitem recede geri çekilmek receipt alındı; makbuz receipt kabul; resepsiyon receive almak; kabul etmek receiver alıcı receptacle depo; hazne; kap reception kabul; resepsiyon recess ara; teneffüs recess hücre recession hücre recipe reçete; yemek tarifi recipient alıcı reckon farz etmek reckon saymak reckoning hesap recognition tanıma recommendation tavsiye reconciliation barışma record rekor recovery iyileşme red al; kızıl; kırmızı redoubtable korkunç redress düzeltmek reduce azaltmak; indirmek reduce küçültmek reduction basitleştirme; sadeleştirme reed kamış; saz; kiliz plant reel bobin; makara referee eleştirmen referee hakem refinement incelik reflective düşünceli reflex refleks; tepke reform reform refractory inatçı refresh serinletmek; tazelemek refrigerate soğutmak refrigerator buzdolabı refuge barınak; sığınak refugee mülteci refusal ret refuse kabul etmemek; reddetmek refuse süprüntü; çöp regime hükümet regiment alay; tugay region bölge register kayıt; kütük; sicil registration kayıt; tescil registry kayıt; kütük; sicil regret pişman olmak regulation emir regulation kural reign saltanat reinforce kuvvetlendirmek reject kabul etmemek; reddetmek relation ilişki relative orantılı relative göreli; nispi relax dinlenmek; gevşemek; gevşetmek relaxation dinlenme; istirahat release makbuz release serbest bırakmak reliable güvenilir reliance itimat relief yardım relieve kurtarmak religion din religious dindar; dini; sofu remain durmak; kalmak remainder kalıntı remains ceset; ölü remark söz remark söylemek remedy ilaç; şifa; kür; tedavi remember hatırlamak remind hatırlatmak remnant artık; artan remorse pişmanlık remote uzak remove ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak removed uzak remuneration ücret; aylık; maaş rendering tercüme; çeviri rendezvous randevu renew yenilemek renewal yenileme renovate yenileştirmek renown ün; şöhret renowned ünlü; tanınmış rent kira repair onarım; tamir repair onarmak reparation onarım; tamir repay geri ödemek repeat tekrarlamak repent pişman olmak replacement ardıl; halef reply cevap; karşılık reply cevap vermek report anlatmak; haber vermek report rapor repose dinlenme; istirahat represent göstermek; temsil etmek representative örnek representative vekil reprimand azar; paylama; sitem reproach ayıplama; kınama; sitem reprobate sapık; ters reproof azar; paylama; sitem reptile sürüngen republic cumhuriyet; demokrasi repugnant iğrenç; tiksindirici; açık saçık; müstehcen repulsive iğrenç; tiksindirici; açık saçık; müstehcen reputation ün; şan repute şan request talep; dilek; rica require istemek requisite gerekli rescue kurtarmak reserve yer ayırtmak reservoir hazne reside oturmak; ikamet etmek residence ikametgâh resident sakin residual kalıntı residue artık; kalıntı resilient esnek resin sakız; reçine resistance bağışıklık; dokunulmazlık resistance muhalefet resolute kararlı resolution demeç resolution eriyik; çözüm resolve demeç respect saygı göstermek respect saygı respiration solunum respite ara; teneffüs respond cevap vermek response cevap; karşılık responsibility borç; yüküm responsibility sorumluluk responsible sorumlu rest kalıntı rest dinlenme; istirahat rest durmak; kalmak restaurant lokanta restore onarmak restraint sınırlama restrict sınırlamak restriction kısıtlama; sınırlama result eriyik; çözüm result sonuç; etki result sonuç retaliation intikam; öç retinue maiyet retire çekilmek retirement emeklilik retribution intikam; öç return kazanç return dönüş revelation ifşa; vahiy revenge intikam; öç revenue gelir reverse ters reverse aksi; zıt review revü revocation fesih; iptal revolt ayaklanma; isyan revolting iğrenç; tiksindirici revolution devrim revolve döndürmek; dönmek reward ödül reward yarar; avantaj rhyme mısra rhythm ritim rhythm devir; dönem rib kaburga ribbon madalya rice pirinç; çeltik rich verimli rich bol; zengin; bol bol richness servet riddle bilmece rider yolcu rider binici; süvari ridge sırt ridiculous anlamsız; gülünç rifle tüfek rift yarık; çatlak right doğru; hak; pek right doğru; tam; uygun rigid bükülmez; eğilmez rigorous sert rim kenar rind deri ring seslenmek; telefon etmek ring takım; çete ring halka; ring; yüzük; çember riot sefahat riotous ahlaksız rise artış; bayır rise çıkış rising ayaklanma; isyan rising çıkış risk tehlike; risk; riziko rite ayin; dinsel tören rival rakip river ırmak rivet perçin road cadde; yol rob soymak robber haydut; hırsız robe cüppe robust kuvvetli; güçlü rock kaya rock kayaç; taş rocket roket rocky kayalık rod değnek; çubuk role fonksiyon; niyet roll rulo roll sarmak roller silindir romantic romantik roof dam; çatı room oda rooster horoz; musluk root köken; asıl; kaynak; soy root ata; cet rope ip; halat rosary tespih rose gül plant rotate döndürmek rough pürüzlü; sert; kaba roughly aşağı yukarı; etrafına; etrafında round devir; dönem round yuvarlak rouse uyandırmak route yol; cadde row kürek çekmek row kavga row dizi; sıra rubber prezervatif rubber kauçuk; lastik; silgi rubbing sürtünme rubbish süprüntü rubble moloz; enkaz; yıkıntı; döküntü ruby yakut; rubi ruby al; kızıl; kırmızı rudder dümen ruddy al; kırmızı; kızıl rude basit; ilkel rude ham; çiğ rue pişman olmak rueful acıklı rug halı rugged güç; zor ruin harabe ruin bozmak; harap etmek; mahvetmek rule ilke rule kural rule cetvel rule hüküm sürmek; yönetmek rule yönerge ruler cetvel ruler hükümdar rum acayip rum rom rump dip run test; muayene run koşu runner koşucu running koşu ruse hile; düzen rush acele rust pas sabotage baltalama sack torba; çuval sacred kutsal sacrifice kurban sacrifice feda etmek; kurban etmek sad üzgün saddle eyer; sele; semer sadness elem; gam; keder safe emin; güvenilir; sağlam; tehlikesiz safe prezervatif safeguard himaye; koruma safety emniyet safety prezervatif sagacious akıllı sage bilge sage akıllı; bilge sail yelken sailor gemici saint aziz saint ideal; mükemmel salamander semender animal salary aylık; ücret; maaş sale satış salient göze çarpan saliva salya; tükürük saloon meyhane salt tuz; sodyum kloruru salt tuzlu salt tuzlamak; tuzlu salvage kurtarmak salve kurtarmak salve merhem same eşit; benzer sample model; örnek sanctuary barınak; sığınak sanctuary kutsal yer sand kum sandal sandal sandwich sandviç sarcasm taşlama; yergi sash kemer satellite uydu satin ipekli; ipek gibi satire taşlama; yergi satisfaction tatmin satisfy doyurmak; tatmin etmek sauce salça; sos saucer fincan tabağı saucy arsız; küstah; yüzsüz saucy küstah savage barbar savage öfkeli save kurtarmak saw testere saw atasözü say düzenlemek; emir vermek say söylemek saying söz scallop pirzola scandal rezalet; skandal scarce nadir; seyrek scarce ancak; sadece scarcely ancak; sadece scare panik scarlet al; kızıl; kırmızı scene sahne scene görüş; manzara scent güzel koku scent koku scent sezmek schedule program scheme taslak schism bölünme scholar bilgin school okul science bilim scientific bilimsel scoff alay scorch yanmak score kin scorn küçümsemek scorn hor görme scourge kırbaç scream bağırmak scream feryat; çığlık screech feryat; çığlık screen elek; kalbur screen kapak; örtü screw vida; vidalamak screwdriver tornavida script el yazısı scroll rulo scrub çalı; çalılık scrutiny inceleme; araştırma; sınav sculpture heykeltıraşlık scum köpük scythe tırpan sea deniz seal mühürlemek seal ayıbalığı; fok animal seam dikiş yeri seam buruşuk; karık search araştırmak; aramak search arama; araştırma seaside kıyı; sahil season baharat season mevsim seat yer seat dip secession ayrılma second saniye second an second yardım etmek secondary ikincil; tali secret bilmece; gizem; sır secret gizli secret sır secretary sekreter sect mezhep section kısım; bölüm; daire section bölge; fasıl; kısım; parça; bölüm; dilim section kısım; daire; şube section kısım sector sektör secure emin secure bağlamak secure sağlamlaştırmak; sağlamak; temin etmek; garanti etmek security emniyet; güvenlik sediment tortu seduce ayartmak; baştan çıkarmak seduction ayartma; baştan çıkarma see karşılaşmak; buluşmak; toplanmak see muayene etmek see bakmak seed meni; sperma; tohum seek denemek seemly terbiyeli segment bölüm; dilim; parça seizure haciz select seçmek seller satıcı send yollamak sensation usta sensation sansasyon sense duymak; hissetmek sense duyu senseless anlamsız sensible makul sensitive alıngan; duygulu; duygun; duyar; hassas sentence cümle; tümce sentiment fikir sentiment duygu separate ayrılmak; ayırmak separate ayrı sequel sonuç; devam sequence sonuç; sıra; dizi sequence sonuç; sıra serene sakin; durgun; rahat; sessiz serpent yılan servant hizmetçi; uşak serve hizmet etmek server garson session oturum; toplantı set koymak set takım settlement koloni; sömürge settlement köy setup aygıt seven yedi sever ayırmak severe sert sex eşey shack kulübe shack ikamet etmek; oturmak shade nüans shade gölge shade hortlak; ruh; cin shade incelik shadow iz shaft kargı; mızrak shaft ışın sham dolandırıcı shambles mezbaha shame ayıp; utanç shame ayıp; rezalet; alçaklık shameful ayıp shameless arsız; utanmaz shampoo şampuan shanty kulübe shape biçim; kalıp; şekil shape biçim; kalıp share hisse senedi shark köpekbalığı sharp keskin; sert; sivri sharp keskin shave tıraş olmak sheaf demet shed baraka; hangar; sundurma sheen parlaklık sheepish sıkılgan; utangaç sheer saf sheet yelken shelter barınak shelter barınak; sığınak shepherd çoban shield kalkan shining güneşli shining parlak shiny güneşli ship gemi shipment gönderme shipping nakil shirt gömlek shit eroin shiver titremek shop atelye; iş; mağaza shore sahil short kısa shortage kıtlık shortage eksiklik shortcoming kusur; ihmal shot nişancı shot tahmin shoulder omuz shout bağırmak; haykırmak shout çığlık; ses; haykırış shove itmek; sürmek show görünmek; gözükmek; takdim etmek; tanıştırmak show ispat etmek; kanıtlamak shred paçavra shriek feryat; çığlık shrill keskin shrub çalı; çalılık shut kapalı shut kapamak shy utangaç; çekingen sick deli sick hasta sickness hastalık sickness mide bulantısı side taraf; yan sideboard büfe siege kuşatma sieve kalbur sign işaret; levha; tabela sign belirti; işaret sign belirti; iz; işaret signature imza significance anlam signification anlam silence sessizlik; huzur silent sessiz; durgun silhouette siluet silk ipek silken ipekli; ipek gibi silky ipek gibi; ipekli silly akılsız silver gümüş similar benzer simple basit; sade; tek simplify basitleştirmek; sadeleştirmek simply ancak; sadece; yalnız sin günah sinew kiriş singer şarkıcı single yalnız; tek single evlenmemiş singular acayip sister abla; hemşire; kız kardeş sit tünemek site mevki; yer situation mevki; vaziyet; durum situation mevki; vaziyet; yer six altı size büyüklük skate paten skeleton iskelet sketch taslak skill hüner skillful becerikli skin deri skirt etek skirt orospu; kız skull kafatası sky gök; hava slander iftira etmek slant eğim slap tokat; şamar slaughter katliam; kırım slave köle slavery kölelik sleek ipekli; ipek gibi sleep uyku sleepy uykulu; uykusu gelmiş sleeve elbise kolu slender ince; zayıf slender uysal; esnek; yumuşak slice dilim slick ipekli; ipek gibi slick hilekâr; kurnaz slide diyapozitif; slayt slide kayma slight önemsiz slight ince; zayıf slim zayıf; ince sling sapan slipper terlik slippery kaygan slit çatlak; yarık slit yarık slogan slogan; vecize slope yokuş sloth tembellik sloth bradip animal slow yavaş slow sıkıcı slug tembel slug kurşun; mermi slug bizaka; kabuksuz sümüklüböcek; sülük salyangozu sluice savak slumber uyku slur leke slut orospu sly hilekâr; kurnaz smack tokat; şamar smack eroin small küçük small az; önemsiz; küçük smart aydınlık smart akıllı smart arsız; küstah; yüzsüz smash darbe smear leke smell koku smell kokmak smile gülümseme; gülümsemek smoke duman; buhar smoke duman smoking duman smooth düzleştirmek smooth kaygan; pürüzsüz smother karışıklık smudge leke smut is; kurum snail salyangoz; sümüklüböcek animal snake yılan snare tuzak sneeze aksırmak sniff koklamak snow kar snow kokain so böyle; böylece; şöyle so o zaman; ondan sonra soap sabun sober ölçülü soccer futbol social sosyal society dernek; toplum; şirket; kurum society dernek; kurum; kulüp society dernek; toplum; şirket socket priz socket duy sofa kanepe; divan soft yumuşak soil kir; pislik soil toprak; yer solace teselli soldier asker sole biricik; tek; yalnız; tek başına; ıssız solely yalnız solid devamlı; katı; sağlam; sıkı; sert solid ulu solid devamlı; katı; sağlam; sıkı; som; dayanıklı solid devamlı; katı; sağlam; sıkı solidarity dayanışma solitary tek başına; yalnız; ıssız; biricik solitary tek başına; yalnız; ıssız solitude yalnızlık solution eriyik; çözüm solution çözüm; eriyik solve çözmek solvent eriyik; çözüm some aşağı yukarı; etrafına; etrafında some birkaç somebody birey someone birey sometime önceki sometimes ara sıra; bazen son oğul sonorous tınlayan soot is; kurum sorcery büyücülük sorrow elem; gam; keder sorry acıklı sort tarz; tür; usul; çeşit; cins sort ayıklamak; sınıflandırmak soul can; ruh soul birey sound sağlam sound ses soup çorba sour ekşi sour somurtkan; huysuz source yazar source kaynak; asıl; köken; soy south güney south güneyde sovereign kral sovereignty egemenlik sow dişi domuz spa kaplıca spacious bol; geniş span köprü spark kıvılcım spasm kramp speaker spiker; sözcü spear kargı; mızrak species çeşit; şekil specific özgül specimen model; örnek spectacular göze çarpan speculation tahmin speculation spekülasyon speculative meraklı speech hitabe; konuşma; söylev; dil; söz speech hitabe; konuşma; söylev speed sürat; çabukluk; hız speedy hızlı speedy hızlı; tez; çabuk spell müddet; süre spelling yazım sperm atmık; sperma sphere alan; küre sphere küre spherical küresel spice baharat spicy baharatlı spider örümcek animal spigot musluk spill düşme; düşüş spine diken spine belkemiği; omurga spiral helezon; helis spire kilise kulesi spirited canlı; ateşli spirited cesur spiritual dindar; dini; sofu spit tükürük; salya spite kötülük; muziplik splendid mükemmel; görkemli splendid görkemli; mükemmel split bölünme spoil şımartmak spongy sünger gibi spool bobin; makara spoon kaşık sporadic dağınık sport spor spot leke spot yer spouse eş spread saçmak spring kaynak; pınar; çeşme spring yay spruce ladin plant squadron filo square dört köşeli square kare squash ezmek squeeze sıkmak; sıkıştırmak stable ahır stable sabit stadium stadyum staff personel staff fakülte stage safha stage sahneye koymak stage sahne stain kir; pislik stain leke stair basamak staircase merdiven stairs merdiven stake kazık stalk kabuk; kılıf stall durum stammer kekelemek stamp damga stance duruş stand durum stand görüş noktası; bakış açısı stand bulunmak; durmak; olmak stand kaide standard standart; ölçek; ölçü star yıldız star usta starch kola; nişasta stark temiz start başlamak start başlangıç; kalkış start başlangıç state devlet; hükümet state kır statement demeç; ifade station memuriyet station istasyon stature boy; endam status durum stay durma stay durmak; kalmak steadfast sarsılmaz steady sağlam steady sevgili; sevgilim steady devamlı; sürekli steady sağlam; sarsılmaz steak biftek steal aşırmak; çalmak steam buhar; buğu steel çelik steel kılıç steer öküz steer yönetmek stencil şablon step tedbir step basamak step ayak izi step adım stern dip stick baston; değnek; sırık sticker hançer sticker etiket sticker diken stiff ceset; ölü stiff bükülmez; eğilmez still daha still yine de still uysal; yumuşak; sakin still durgun; sessiz stimulate harekete geçirmek; teşvik etmek; uyarmak stir hareket stock nesil; soy stock stok stock soy stock bayağı stock et suyu stomach mide stomach karın stone taş; kayaç stone kaya stony kayalık stool pislik stool tabure; iskemle stop durmak stopper tapa; tıkaç storage depolama storage ambar; depo; dükkân store dükkân; ambar; depo store stok store dükkân; atelye; iş; mağaza storehouse ambar; depo; dükkân storm fırtına stove ocak; fırın; soba straightforward dürüst strain ezgi; melodi strain soy strange yabancı strange acayip; garip; tuhaf stranger yabancı stratum katman; sınıf; tabaka straw saman straw kabuk; kılıf strawberry çilek; kocayemiş streak yol; çizgi stream akım stream akım; akıntı; ırmak streamer bayrak street cadde; sokak; yol strength güç; kuvvet; takat; şiddet; kudret; tesir strength özellik strength güç; kuvvet; takat; şiddet strengthen kuvvetlendirmek stretch germek; uzamak; uzatmak; gerinmek strict sert stride adım strike grev striking göze çarpan striking darbe; vuruş string sicim strip şerit strip soyunmak stripe yol; çizgi stripe yol; çizgi; bant; şerit; takım stroke inme; felç strong kuvvetli; devamlı; katı; sağlam; sıkı; som; dayanıklı structure yapı struggle mücadele stubborn inatçı; dik başlı student bilgin student öğrenci studious çalışkan study taslak study bilim dalı; disiplin study araştırmak; incelemek; okumak study rapor study araştırma; inceleme stuff kumaş; madde stuff kumaş; madde; malzeme stump kütük stump kürsü; mimber stupefy şaşırtmak stupid budala; saçma sturdy kuvvetli sty domuz ahırı style moda style üslup style tarz; tavır; tip; usul; şekil subject konu; tema subject bilim dalı; disiplin sublime ulu submarine denizaltı subsidiary şube substance madde; cevher; öz; özdek; konu substance cevher; madde; töz substantial dayanıklı; devamlı; katı; sağlam; sıkı; som substantial önemli substantive önemli substitute bedel subtle ince subtlety incelik suburb varoş success başarı successful başarılı succession dizi; sıra successor ardıl; halef such bunun gibi; böyle suck emmek suckle emzirmek sudden birdenbire suffer tahammül etmek suffering mutsuz; zavallı suffocate boğmak; boğulmak sugar şeker suicide intihar suit kostüm suitable münasip; uygun suite maiyet sullen huysuz; somurtkan sultry boğucu; bunaltıcı sum tutar; toplam summary özet summer yaz summit doruk; zirve summit doruk; zirve; tepe sun güneş sunny neşeli; şen sunny güneşli superb pırlanta superficial yüzeysel; üstünkörü superintendent müdür; yönetici superlative doruk; zirve supersede yerine başkasını koymak supple uysal; esnek; yumuşak supplement ek; ilave supplication rica supplication dua support yardım etmek support geçim supporter jartiyer suppose farz etmek supposition spekülasyon supposition varsayım suppress bastırmak supremacy egemenlik supreme en yüksek sure kati; kesin; muhakkak; emin; güvenilir; sağlam sure emin; kesin; güvenilir; sağlam; belirli surely muhakkak; kati; kesin; emin surety kefil surety rehine surface yüz surgeon cerrah surmise spekülasyon surname soyadı surprise sürpriz survey araştırma; inceleme suspicion kuşku; şüphe sustenance beslenme; besin sustenance geçim suture dikiş yeri swag ganimet swallow kırlangıç animal swamp bataklık swan kuğu animal swarm sürü sweat ter sweater kazak sweet hoş; tatlı; şirin sweeten tatlılaştırmak sweetheart sevgili; sevgilim swipe yürütmek switch anahtar; şalter swoon baygınlık; bayılmak sword kılıç symbol sembol; simge; belirti; işaret symmetry bakışım; simetri sympathy duygudaşlık; sempati syringe şırınga system düzenleme system sistem table masa table çizelge; tablo tablet tablet; hap tag paçavra tail kuyruk tail dip tailor terzi take istemek take getirmek take kazanç take kabul etmek; almak take ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak talent yetenek talisman muska; nazarlık talk görüşme; konuşma; sohbet talk konuşma; konferans tame evcilleştirmek tank depo; tank tanker tanker tape bant; şerit taper mum tar denizci; gemici target hedef; amaç; niyet tart orospu; fahişe; pasaklı kadın task ödev; görev; iş task ödev taste tadına bakmak taste beğeni; tat taste eğilim; tercih tasty lezzetli tattoo dövme taunt alay tax vergi taxation vergi taxi taksi tea çay teacher öğretmen tear kopmak; yırtılmak teat meme başı technical teknik technique teknik tedious sıkıcı telegraph telgraf telephone telefon telephone telefon etmek; seslenmek television televizyon tell düzenlemek; emir vermek temper mizaç temperament mizaç; huy temple havra; sinagog temple tapınak ten on tenant kiracı tendency eğilim; meyil tendency eğilim tender cılız; hassas; ince; müşfik; zayıf; şefkatli tender teklif tense gergin tension gerginlik; gerilim; voltaj tent çadır tentative geçici tenth onuncu tenuous ince tenuous önemsiz term vade; kavram terminal kati; kesin terminate bitirmek terrace taraça; teras terrestrial dünyevi terrible korkunç terrible korkunç; iğrenç terrific korkunç territory toprak; il territory toprak test test; muayene test sınav test denemek testify ispat etmek; kanıtlamak testimonial tavsiye testy huysuz text ders kitabı text metin textile kumaş thank teşekkür etmek that o; şu thaw erime; çözülme thaw erimek theft hırsızlık theme konu; tema then o zaman; ondan sonra thence böylece theory kuram; teori theory varsayım therefore böylece thesis sav; tez thick sık; kalın; koyu thick kalın; koyu thief hırsız thigh uyluk thin önemsiz thin yağsız; zayıf thin sulu; zayıf thing şey; olay; iş; konu; mesele thing nesne; şey think düşünmek; sanmak think farz etmek third üçte bir thirst susuzluk this bu thorn diken though gerçi thought fikir thought düşünce; fikir; sanı; tahmin thoughtless düşüncesiz; dikkatsizlik thousand bin thrashing dayak thread iplik; tire threat gözdağı threaten korkutmak threaten gözdağı vermek; korkutmak; tehdit etmek three üç threshold başlangıç thrift ekonomi; idare; tutum thrill heyecan throat boğaz; gırtlak throne taht throw atma; atış throw fırlatmak thumb başparmak thus böylece thus günlük tick sakırga; kene animal ticket bilet tide gelgit tie kravat; boyunbağı tier derece; sınıf tiger kaplan animal tight cimri; hasis tight sıkı tilt kavga; mücadele timber orman timber kereste time saat; süre; zaman; vakit timid utangaç; çekingen timid utangaç tin kalay tiny minicik tip bahşiş tip zirve; doruk; tepe tiresome sıkıcı title başlık; isim; ünvan to için toad kara kurbağa; otlubağa; siğilli kurbağa animal tobacco tütün today bugün toe ayak parmağı together birlikte; beraber toil iş toilet tuvalet tomato domates plant tomb gömüt; mezar tomorrow yarın tone ton tone not; nota tongue dil; söz too dahi; de; keza; bundan başka too fazla tool alet top doruk; zirve; tepe top doruk; zirve topic konu; tema topical güncel torch meşale torment işkence etmek torment acı torment eziyet; işkence tortuous karışık torture işkence torture eziyet; işkence torture acı torture işkence; işkence etmek toss atma total bütün total bütün; tam total toplam; tutar totally bütün; büsbütün touch değme; temas touching değme; temas touchy alıngan tough kuvvetli tough sert tough güç; zor tour turne tow çekmek towel havlu tower direk; sütun tower kule town kasaba; şehir toy oyuncak trace çizmek trace iz track iz track ray tractor traktör trade ticaret yapmak trade zanaat trader tüccar tradition gelenek traditional geleneksel traffic trafik trail patika trailer römork train takım; tren train kervan trainer antrenör trait özellik tram tramvay tranquil rahat; uysal; yumuşak; sakin tranquil rahat; sakin; durgun; sessiz transcript kopya; suret; transkripsiyon transform dönüştürmek translation tercüme; çeviri translator tercüman transmit göndermek transport nakletmek transport nakletmek; taşımak transport nakil transportation nakil trap pusu trap tuzak trash süprüntü travel seyahat etmek; gitmek tray tepsi treacherous hain treachery hainlik; ihanet treason hainlik; ihanet treasure hazine treat tedavi etmek treatment tedavi treaty antlaşma; pakt; sözleşme treble üç kat tree ağaç; şecere trench hendek trend eğilim; meyil trend moda trepidation korku trial deneme; test; muayene triangle üçgen tribe kabile; oymak trick şaka trick hayal; kuruntu trick aldatmak trick hile trickery hile trickle damlamak tricky hilekâr; kurnaz trifle önemsiz şey trim azaltmak; indirmek triple üç kat trite bayağı triumph zafer; utku trolley tramvay trouble sorun trough yemlik trough oluk truck kamyon true asıl; gerçek true doğru; tam; asıl; gerçek trump koz trumpet borazan trunk sandık trunk gövde trust güven; itimat truth doğruluk try deneme; gayret; çaba try denemek tub banyo; hamam; kaplıca tube boru; tüp tube boru tuition öğretim tumble düşme; düşüş tumult şamata tune ezgi; melodi turmoil heyecan turmoil hareket turn döndürmek; dönmek turn dönemeç; kavis; viraj turtle kaplumbağa twin çift twine sicim twinkling an twist saç örgüsü twit alay two iki type cins; tip; tür; çeşit ugly çirkin ugly korkunç; dehşetli ulcer çıban; ülser umbrella şemsiye unbearable dayanılmaz; çekilmez unbecoming yakışıksız uncle amca; dayı unclean kirli; pis uncomfortable rahatsız unction merhem under alt; altına; altında; arasına underground gizli understand kavramak understanding duygudaşlık; sempati understanding anlayış understanding anlaşma undress soyunmak uneasy sinirli unequal eşit olmayan uneven düz olmayan unfair haksız unhappy mutsuz; talihsiz unify birleştirmek uninterrupted devamlı; sürekli union birlik unique tek unit birim unite birleşmek unity birlik universal evrensel universe evren university üniversite unknown bilinmeyen unknown yabancı unlike farklı; eşit olmayan unlike farklı unlimited sonsuz; sınırsız unlucky talihsiz unmarried evlenmemiş unpleasant nahoş unreliable güvenilmez unrest huzursuzluk unsound harap; yıkık unsteady değişken; kararsız untidy düzensiz untrue yalan unusual acayip; garip; tuhaf up yukarıda up yüksek; yukarıda upheaval heyecan upon -de; -e upright dikey upright dik; dürüst; dikey uprising ayaklanma; isyan uproar gürültü upstart sonradan görme upwards yüksek; yukarıda urinate işemek urine idrar; sidik us bizi usage gelenek; alışkanlık usage kullanma; kullanış use adet; alışkanlık use fonksiyon; niyet use kullanma; kullanış use tatbik etmek; uygulamak useless boş; yararsız utmost aşırı utter temiz vacancy boşluk vacant boş vacation tatil vacuous aptal vacuous boş vacuum vakum vagabond serseri vagary kapris vagrant serseri vague karanlık; anlaşılmaz vain boş; verimsiz valiant yiğit; yürekli valid geçerli valley koyak; vadi value değer valve supap vanish yok olmak vanquish yenmek variable değişken varied değişik; çeşitli variety cins; çeşit; tarz; tür; usul variety değişiklik; farklılık variety soy various çeşitli; ayrı; değişik; farklı; muhtelif various ayrı; değişik; farklı; muhtelif; çeşitli varnish cila; vernik vary değiştirmek vase vazo vault tonoz vegetable sebze vehicle taşıt veil duvak; perde; peçe vein toplardamar velocity hız; sürat; çabukluk vendor satıcı vengeance intikam; öç venom kötülük; muziplik venomous zehirli vent yanardağ verdant yeşil verdict hüküm; karar verification doğrulama versatile çok yönlü verse mısra verse nazım; şiir version tercüme; çeviri vertical dikey; düşey very pek; çok very aynı vessel kap vessel gemi vest fanila vest yelek vestige iz vet veteriner vexation endişe; kaygı; tasa; üzüntü vibration salınım; titreşim vice ayıp; kötü alışkanlık vicinity komşuluk; çevre victim kurban victory utku; zafer view perspektif view görüş; manzara; bakış view görüş; görünüm; fikir view görmek viewpoint bakış açısı; görüş noktası vigilance dikkat vigorous kuvvetli vile iğrenç; çirkin village köy vinegar sirke violence şiddet; kudret; kuvvet violet menekşe viper engerek yılanı animal virgin bakire virtually az daha virtue fazilet virulent zehirli visible görünür vision görüş vision imgelem visionary peygamber visit ziyaret etmek visit ziyaret visitation ziyaret visitor ziyaretçi vista manzara; görüş visual optik vitality canlılık vivid berrak; aydınlık vivid canlı vocation iş; meslek vogue moda voice ses void boşluk void boş volition irade volume hacim; oylum volume kitap voluntary gönüllü voluptuous şehvetli vomit kusmak vote oy vowel sesli harf voyage seyahat; yolculuk wadding ambalaj wage ücret; aylık; maaş wages ödül waist bel wait beklemek wait gecikme; tehir waiter garson wake uyandırmak wall duvar; sur wallet cüzdan wan solgun wand değnek wander dolaşmak want dilek; istek want istemek want eksiklik; yokluk wanting eksik war savaş warden bekçi wardrobe giysi dolabı warehouse ambar warm ısıtmak warm ılık warmth sıcaklık warn uyarmak warrant garanti; teminat warranty garanti; teminat warrior savaşçı wash yıkama; çamaşır wash yıkamak waste çöp waste israf watch gözetlemek; gözlemek watchful uyanık watchman bekçi watchword parola water sulamak; sulandırmak water idrar; sidik water su waterfall çağlayan waterproof su geçirmez waterproof yağmurluk watery sulu wave dalga waver duraksamak; tereddüt etmek wax balmumu way tarz; usul; şekil weak hafif; kuvvetsiz; zayıf weaken zayıflatmak wealth servet; varlık; zenginlik wear taşımak wearisome sıkıcı weary bıkkın; yorgun weather hava weaver dokumacı web şebeke wed çarşamba wedding düğün wedding evlenme wedge kama; takoz weekly haftalık weight ağırlık; önem weighty ağır weird garip; acayip well güzel; iyi well kaynak; pınar; çeşme welter karışıklık wench orospu; kız west batı western batı wet yaş; ıslak whale balina what ne wheat buğday wheat buğday; bulgur wheel bisiklet wheel tekerlek; çark wheeze şaka where nerede which hangi; hangisi while müddet; süre whilst gibi whim kapris whip kamçı whirlpool burgaç; girdap whisper fısıldamak whistle ıslık white boş whole sağlam whole bütün; tam; tüm whole bütün; büsbütün wholly büsbütün whore fahişe; orospu; pasaklı kadın why neden wicked kötü wide geniş widen genişletmek widow dul kadın width en; genişlik wife eş; hanım will irade; istek willow söğüt; otlak plant wind osuruk wind yel wind sarmak window pencere wing kanat wink an winter kış wipe silmek wire telgraf wire tel wireless telsiz wisdom akıl; bilgelik wisdom bilgelik wise akıllı wish dilek; istek wish dilemek; istemek witch büyücü kadın; cadı witchcraft büyü; büyücülük withdraw ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak withdrawal ayrılma within içinde; içeride without -meden; -meksizin; -sız witness tanık wizard büyücü; sihirbaz wizard usta woeful perişan; sefil wolf kurt animal woman karı womb rahim wonder hayret; şaşkınlık wonder harika; mucize; tansık wood kereste; odun; tahta wood kereste; odun; tahta; orman wooden tahta woodpecker ağaçkakan animal woody ağaçlık; ormanlık wool yün word görüşme word kelime; laf; söz; sözcük word parola word haber words kavga work görev; iş; çalışma work görev; iş; çalışma; çalışmak worker işçi worker emekçi; proleter world dünya; yeryüzü world evren world insanlık worldwide evrensel worm kurt; solucan; askarit animal worry endişe; kaygı; tasa; üzüntü worsen kötüleşmek; kötüleştirmek worth değer worthless değersiz worthy ulu wrangle kavga wrath hiddet; öfke wreath çelenk wreck gemi enkazı wreck kaza wreckage enkaz; yıkıntı wretched perişan; sefil wretched mutsuz; zavallı wretched az; yoksul wrinkle buruşuk; karık writer yazar wrong yanlış; hatalı wrong yalan yacht yat yard avlu yarn iplik; tire year sene yearly yıllık yeast maya yell haykırmak yell ses; haykırış; çığlık yes evet yesterday dün yet yine de yield ürün yield ürün; kazanç you sen young gençlik young genç youngster çocuk youth gençlik youthful genç zeal heves zealous hırslı zephyr esinti; meltem zero sıfır zinc çinko; tutya zip sıfır zone bölge; kuşak